22 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Anne Sütü Her Derde Deva Olabilir Mi?

Anne sütü ile beslenme bir bebek için hem “kutsal bir seremoni” hem de “kısa ve uzun vadede inanılmaz katkıları olan bir sağlık yatırımı” tanımını kullanmak hiç de hatalı olmaz.

Hatta doğanın en değerli armağanlarından biri ve yeni doğan bebeğin hayatta karşılaştığı ilk mucizedir.

Doğanın mükemmel bir formülü olarak kabul edilen anne sütü, içeriğindeki benzersiz besin değerleri ve antikorlar ile bebek sağlığını destekleyen eşsiz bir sıvıdır.

Yıllar boyunca yapılan araştırmalar anne sütünün bebekler için sadece bir besin kaynağı olmanın ötesinde, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendiren, hastalıklara karşı koruyan ve sağlıklı gelişimini destekleyen birçok özelliğe sahip olduğunu ortaya koymuştur.

Bununla birlikte zaman zaman amacını aşan bir şekilde, neredeyse mistik bir fanatizmle de kutsandığına da tanıklık ediyoruz…

Ortaya atılan bu iddiaların bazıları çılgınca olmalarına rağmen birtakım gerçeklere dayanıyor. Bir kısmı kanıtlanmamış, bazıları ise ne yazık ki yanlıştır.

“Emzirmenin Anneye Faydaları Tahmin Ettiğinizden Fazla Olabilir” başlıklı yazımda emzirme eyleminin kadın sağlığı üzerine dudak uçuklatan yararlarından detaylıca bahsetmiştim.

Bu yazıda ise yaygın üç iddiaya bir göz atalım ve güncel bilimsel verilerin bu konular hakkında ne söylediğini görelim:

  • Egzama/dermatit tedavisi
  • Göz enfeksiyonlarının önlenmesi ve tedavisi
  • Orta kulak enfeksiyonlarının tedavisi

Anne Sütü Egzama veya Dermatit Tedavisinde Yardımcı Olabilir Mi?

Bebeklerde genellikle çeşitli nedenlerden dolayı deri döküntüleri veya tahrişler oluşabilir.

Gerçi bu gibi durumlar her yaştan insanda ortaya çıkabiliyor olsa da en sık bebeklerde görürüz.

Eğer cildinizde kırmızı, üzeri pullanan ve kaşıntılı bir bölge oluştuysa,

Bunun nedeni büyük olasılıkla “atopik dermatit” adını verdiğimiz bir durumdur.

Dermatitli bebeklerin annelerine geleneksel olarak verilen bir tavsiye ise bu bölgenin üzerine bir miktar anne sütü sürmektir.

Esasen modern tıp tarafından da bu konuyla ilgili çok sayıda çalışma yapılmış,

Genellikle anne sütünün dermatit üzerindeki etkilerini hidrokortizonlu yani steroid içeren bir merhem ile karşılaştırıyorlar.

Çünkü dermatitin ilk tedavisinde kortizonlu ürünler kullanılıyor.

Sonuç mu?

Genel olarak anne sütü bazı çalışmalarda neredeyse %1 hidrokortizonlu krem ​​kadar güçlü bir fayda sağlayabiliyor!!!

Örneğin bir çalışmada, anne sütü bebeklerdeki cilt lezyonlarının %76’sının toparlamasına yardımcı olurken,

Hidrokortizonla tedavi edilen grupta da %81 iyileşme görülmüş.

Dermatit İçin Nasıl Etkili Olabiliyor?

Kesin olmamakla birlikte birkaç hipotez ortaya atılmış…

Anne sütü, cilt hücrelerinin yeniden büyümesi ve iyileşmesiyle ilişkili olan epidermal büyüme faktörü (Epidermal Growth Factor / EGF) ve eritropoetin içerir.

Ek olarak anne sütü, tipik olarak bebeklerin bağırsaklarında kolonileşmeyi amaçlayan bazı ortakçı bakteriler içerir.

Bu bakteriler ciltte bir biyofilm tabakası oluşturarak tehlikeli patojen bakterilerin tutunmasını engelliyor olabilir.

Ancak sebep her ne olursa olsun,

Özetle anne sütü dermatit tedavisinde neredeyse kortizonlu kremler kadar etkili olduğu sonucu çıkıyor.

O halde hafif lezyonlarda denemekte bir sıkıntı olmaz;

Ancak bir iki gün içerisinde toparlama olmazsa mutlaka bir hekime görünmek gerektiğini akıldan çıkartmamak gerekiyor!!!

Anne Sütünüm Gözün Çapaklanma ve Enfeksiyonlarında Kullanımı

İşte bu durum biraz karışık…

Bebeklerin gözlerinde çapaklanma genellikle gözyaşı kanalının tıkanması ya da soğuk algınlığının bir yan etkisi nedeniyle oluşur.

Bu durum ebeveynlerde çok fazla alarma neden olabilir, ancak bu koşulların her ikisi de genelde bir müdahaleye gerek olmaksızın kendiliğinden kendiliğinden düzelir.

Fakat genelde müdahaleye gerek olmaz demek, aynı zamanda bazı durumlarda müdahale etmenin gerekeceği anlamına geldiğini de lütfen akıldan çıkarmayın.

Böyle bir durumun seyri ile ilgili karar verecek kişi bebeğin ebeveynleri değil, mutlaka bir hekim olmalıdır!!!

O halde konu anne sütü ve gözler olunca biraz daha hassas ve dikkatli olmak gerekiyor.

Bu esnada, esasen iç içe geçmiş iki ayrı durumdan bahsetmek gerekiyor:

  • Enfeksiyon gelişimi önleyici olarak
  • Enfeksiyonu tedavi edici olarak

Göz Enfeksiyonlarını Önleme

Bu konuda Journal of Education and Health Promotion’ da yayınlanan bir çalışmada prematüre doğdukları için neonatal konjoktivit gelişme riski olan bebekler üç gruba ayrılmış:

  • Antibiyotik damla kullanılanlar
  • Gözüne ilk anne sütü, yani kolostrum damlatılanlar
  • Hiçbir damla kullanılmayanlar

Sonuçlar konjonktivit gelişimini önlemede anne sütü ve antibiyotik gruplarının faydası olduğunu göstermiş.

Anne sütü damlatılan bebek grubu, istatistiksel olarak antibiyotik damlası alan bebeklerinkine eşit bir koruyucu etki görmüş!!!

Göz Enfeksiyonlarının Tedavisi

İşte burası oldukça yanıltıcıdır,

Çünkü göz enfeksiyonuna birçok farklı faktör neden olabilir.

Yukarıda bahsedildiği gibi tıkalı gözyaşı kanalları büyük ihtimalle kendiliğinden düzelecek olmasına ya da anne sütü enfeksiyon gelişme riskini azaltıyor olmasına rağmen,

Anne sütü damlatarak çözüm sağlayamayacak diğer göz hastalığı nedenleri de vardır.

Örneğin halk arasında pembe göz olarak bilinen konjonktivit …

Bu durum anne sütü ile üstesinden gelinmesi muhtemel olmayan bakterilerden kaynaklanır.

Ayrıca pembe göz bazı durumlarda ciddi, geri dönüşü olmayan uzun süreli göz hasarına yol açabilir.

Zaten bu konu ile ilgili yapılan çalışmalarda anne sütü pembe göze neden olan bakterilerle mücadelede etkisiz çıkmıştır.

Dolayısıyla bu vakaların ivedilikle bir uzman hekime görünmesi gerekir!!!

Söz Konusu Göz Olunca…

Özetle,

Anne sütü, göz enfeksiyonları için önerilen bir tedavi değildir!!!

Hatta bazı durumların gelişmesini önleyerek koruma sağlamaya yardımcı olsa da,

Göz enfeksiyonu oluştuğunda antibiyotiklerin yerine kabul edilebilir bir alternatif değildir,

Ve dahi,

Enfeksiyonun gözde uzun süreli hasara yol açmasına neden olabilir!!!

Bebekte Orta Kulak Enfeksiyonu

Söz konusu olan bir kulak enfeksiyonu olduğunda bilimsel veriler çok net:

Anne sütünün kulak enfeksiyonlarının tedavisinde herhangi bir fayda sağlaması muhtemel değildir.

Bunun nedeni çok anlaşılır ve gayet basit;

Kulak enfeksiyonlarının çoğu orta kulakta, yani kulak zarının arkasındadır.

Kulağa damlattığınız süt kulak zarını geçip oraya nüfuz edemez ve bakterilere ulaşamaz.

Bu esnada bir hatırlatma…

Aslında bebekler yatarken beslenmemelidir,

Çünkü yatarak beslenildiğinde gıdaların östaki borusundan geçip orta kulağa girerek,

Bakteri kaynaklı kulak enfeksiyonlarına neden olma riski vardır.

Ez Cümle…

Anne sütü hücresel iyileşmeyi hızlandırabilecek çeşitli büyüme faktörleri ve bileşikler içerir,

Ve,

Buna bağlı olarak cilt tahrişi veya egzamaya fayda sağlar.

Zaten çalışmalarda anne sütünün topikal uygulamasının bebek egzaması ve dermatit tedavisinde neredeyse kortikosteroid krem kadar etkili olduğu görüldü.

Öte yandan göz enfeksiyonlarına karşı çok bir fayda sağlamaz.

Esasen bazı göz enfeksiyonları tedavi gerektirmeden de kendiliğinden düzeldiği için işe yaradığı izlenimini verebilir.

Ancak,

Anne sütü, pembe gözün başlıca bakteriyel nedenleri olan Staphylococcus veya Streptococcus ‘a etkili olacak hiçbir şey içermez.

Ve dahi,

Orta kulak enfeksiyonlarını da tedavi etmez.

Çünkü,

Çoğu enfeksiyonun bulunduğu bölgeye ulaşamaz,

Hatta daha fazla sorun çıkartarak kulak iltihabına yol açabilecek ilave bakteriler ekleyebilir.

Genel olarak anne sütü, bebekler için mucizevi bir besin kaynağıdır,

Ve,

Hastalıklara karşı direnci ve diğer faydaları anneden çocuğa aktaracak şekilde gelişmiştir.

Lakin bunun bir sınırı olduğunu anlamamız gerekiyor;

Tıpkı Steve Jobs’un modern tıbbı redderek kanserin meyveyle tedavi edilemeyeceğini bizatihi keşfetmesi gibi,

Birçok hastalığın da anne sütüyle tedavi edilemeyeceğini kabul etmemiz gerekiyor…

 

Kaynak: https://cuneytyardimci.com/anne-sutu-her-derde-deva-olabilir-mi/
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

On Bin Adım: Bilimsel Bir Hedef Mi, Yoksa Şehir Efsanesi Mi?

HIZLI YORUM YAP