23 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri

“Marmara Denizi’ni Foseptik Çukuruna Çevirdik İntikamını Alıyor”

Doç. Dr Gamze Yıldız: “Marmara Denizi’nin dibinde hayat neredeyse bitmiş durumda. Balıklar ölüyor. Acele etmezsek denizimizi kaybedeceğiz. İleri teknoloji arıtma tesislerini kullanırsak bile temizlenmesi yıllar alacak. Dipte hayat bitme noktasına geldi”

Özge Comba Alkış

Rekabet.net’e konuşan Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gamze Yıldız Türkiye’nin gündemi haline gelen musilajla ilgili dikkat çekici uyarılar yaptı.

Marmara Denizi’nde oksijenin bitme noktasına geldiğini vurgulayan Doç. Dr. Yıldız, “Marmara Denizi’ni foseptik çukuruna çevirdik. Bizden intikam alıyor. Kirletmeye devam edersek yıllar içinde Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de de aynı manzaralarla karşılaşabiliriz. Dipte hayat neredeyse bitmiş durumda” dedi.

İşte Doç. Dr. Gamze Yıldız ile gerçekleştirdiğimiz röportaj;

Musilaj nedir?

“Deniz içerisinde mikroalg dediğimiz küçük mikroskobik bitkisel canlılarımız var. Bu canlıların ilkbahar ve sonbaharda doğal olarak miktarlarında artış gerçekleşiyor. Bu mikroalglerin aşırı miktarda çoğaldığı dönemlerde eğer ortam koşullarında ekstra durum gerçekleştiyse daha fazla musilaj salgılamaya başlıyorlar. Dolayısıyla son dönemde karşılaştığımız görüntüler ortaya çıkıyor”

Musilaj zararlı mı?

“Karbonhidrat yapısında. Musilajın kendisi karbonhidrat yapısında ama şu anda hem alglerimiz var hem de bakteriler de geliyor. Bakterilerde bir yandan bu yapıyı parçalamaya çalışıyorlar. Sonuçta hepsinin oluşturduğu bir kompleks yapıdan bahsetmiş oluyoruz.  Zararlı olup olmadığını tam olarak anlayabilmemiz bilimsel analizlerin yapılması gerekiyor”

“BU KADARI İLK KEZ OLDU”

Daha önce ülke olarak böyle bir sorunla karşılaştık mı?

“2007-2008 yıllarında yine Marmara Denizi’nde görmüştük ancak bu kadar büyük çapta değildi. Ama o dönem de de balıkçılık sekteye uğramıştı. Bu yılki kadar potansiyelle ilk kez karşılaşıyoruz.”

“DENİZ SUYU ARTIK SOĞUMUYOR”

Yoğunluk neden şimdi arttı? Pandeminin etkisi söz konusu mu?

Pandemiden ziyade iklim değişiminin çok büyük bir etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Artık denizlerimiz yeterince soğumuyor, gittikçe ısınıyor. Bu ısınmayı özellikle Marmara Denizi’nde biz hızlandırıyoruz. Çünkü Marmara Denizi’ni çok kirletiyoruz. Kirlettiğimiz zaman suyun içerisindeki partikül miktarı da artmış oluyor. Bu partikül miktarı da suyun daha çok ısınmasına sebep oluyor. Suyun içerisinde ne kadar madde varsa ısıyı o kadar depolayacaktır. Sonuçta ne kadar kirli suyumuz varsa o kadar da sıcak suyumuz olacaktır. Bu şekilde iklim değişiminin etkisini hızlandırmış oluyoruz.”

MARMARA’DA OKSİJEN BİTTİ!

Denizlerde oksijen oranın azalması nasıl bir etki oluşturuyor?

“Marmara Denizi’nin büyük bir çoğunluğunda neredeyse oksijen yok diyebiliriz. Bu da kirliğin artmasına en büyük sebep”

“MARMARA DENİZİ’Nİ FOSEPTİK ÇUKUR OLARAK KULLANIYORUZ”

Musilajın oluşmasında en büyük etken nedir?

En büyük sebep kirlilik… Derin deniz deşarjı yapıyoruz, evsel atık ve kanalizasyon atık sularımızı Marmara Denizi’ne veriyoruz. Marmara’yı foseptik çukur olarak kullanıyoruz. Hiçbir arıtma yapılmadan, (ön arıtma yeterli değil) ileri biyolojik arıtmalar yapıldıktan sonra deniz atıkların verilmesi gerekiyor.”

“SANAYİ VE NÜFUS ETKEN”

Marmara Denizi konumu itibariyle de riskli bir durum oluşturuyor mu?

“Nüfusun büyük kısmı burada, sanayinin en büyük kısmı burada… Marmara Denizi’ne haksızlık yapıyoruz. Sanayi, kanalizayon, evsel bütün atıkları buraya atıyoruz. Çünkü burası bizim kendi denizimiz. Dolayısıyla sadece biz kirletiyoruz. Sanayicilerin ileri arıtma sistemlerini kullanması şart. Kullandıkları takdirde kirlilik oranı azalacaktır.

“8 YILI BULABİLİR!”

Marmara Denizi’nin kurtarılma ihtimali var mı?

“Elbette kurtarılır ama hemen olmaz. Eğer biz bu yükü çekersek ya da azaltabilirsek kurtarılması 7-8 yılı bulacaktır. Çünkü denizin kendini yenileme süreci uzun. Eğer kirletmeye devam edersek kurtaramayacağımız noktaya gelir.”

“EGE VE AKDENİZİ KİRLETMEYE DEVAM EDERSEK…”

Diğer denizler de de görülmeye başlandı. Karadeniz de risk fazla mı?

Boğazlar yolunda ve Karadeniz’de olması muhtemel. Çünkü Karadeniz’de oksijenin çok yüksek olmadığı bir deniz.  Ama Ege ve Akdeniz oksijen açısından çok fakir değil. Biz buraları da kirletmeye devam edersek ebetteki bir gün bu denizlerimizi de bitiririz. Halk bilinçli olacak kirletmemeye çalışacak ama bizim yaptığımız kirlilik pek bir şey değil. Asıl derin deniz deşarjı ve sanayi atıklarının muhakkak arıtımdan sonra çok ileri biyolojik tekniklerle arıtıldıktan sonra denize verilmesi gerekiyor ki biz bunun sonrasında artık Marmara’yı kirletmeyelim. Deniz artık kendisini tolere edemeyecek noktaya geldi. Bu şekilde de bizden intikamını alıyor. Aslında her türlü platformda hep uyardık. Marmara Denizi’nin can çekiştiğini söyledik.”

Balık yemek riskli mi?

“Balık bulursanız yersiniz!”

“DİPTE HAYAT NEREDEYSE BİTTİ”

Yüzeyden yapılan temizlik çalışmaları yeterli mi?

“Üst kısımda çalışmalar yapılıyor ama musilajın büyük bir çoğunluğu alt kısma çöktü zaten. Denizin dibi çok kötü durumda. Musilaj organizmaların üzeriniz kaplamış, balıkların solungaçlarını tıkıyor ve balıklar ölüyor. Dipte hayat neredeyse bitmiş durumda. Bu yüzden balık olacağını da düşünmüyorum. Dibin temizlenmesi için oksijen şart.”

“KOLİBASİLİ BAKTERESİNİ RASTLANILDI”

Denize girebilecek miyiz?

Kolibasili bakterisine rastlanıldığı söylendi. Rastlanılmaması imkânsız çünkü kanalizasyon veriyoruz.

“DETERJAN KİRLİLİĞİ ARTTI”

Son iki yılda pandeminin etkisiyle tüketim alışkanlıklarımız da değişti. Bu durumun etkisi söz konusu mu?

Fosfor bakımından zengin deterjan kullanmamız arttı. Bunların yükü bu sene arttı. Bu da denizlerimize ayrı bir yük getirdi”

Rekabet.net

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

MENŞEDE YAPILAN HATA AĞIR CEZAYLA SON BULABİLİR

HIZLI YORUM YAP