22 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
Değerli dostlar, bu yıl, 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 107. yıldönümünü kutluyoruz. Bize bu cennet vatanı hediye eden, bu topraklar, bu vatan, bu millet için, hülasa milli ve manevi değerleri, namus ve şerefleri için bir insanın hayattaki en değerli varlığı olan canını hiç düşünmeden, tereddüt etmeden seve seve feda eden tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Mekânları cennet, ruhları şad olsun. Kahraman gazilerimizi de saygıyla selamlıyorum.
Çanakkale muharebeleri, I. Dünya Savaşı içinde tayin edici öneme sahiptir. Hem Türk hem de dünya tarihinin akışını değiştirmiş; unutulmaz fedakârlıklara sahne olmuş; büyük insan kayıplarına yol açmıştır. Nusret mayın gemisi ve Mustafa Kemal Paşa’da Çanakkale Savaşları içinde tayin edici role sahiptir. Denizde ve karada savaşın akışını, kaderini değiştirmişlerdir.[1]
Türkiye’de 18 Mart 1915 tarihindeki deniz zaferinin yıldönümüyle sembolleşen Çanakkale muharebeleri, esas olarak 25 Nisan 1915’de Müttefik kuvvetlerinin Gelibolu Yarımadası’nda yaptıkları çıkarmalarla başlar ve 9 Ocak 1916’da aynı kuvvetlerin Türk kıyılarını tamamen terk etmesiyle son bulur.
8.5 ay süren çarpışmalar esas olarak Gelibolu Yarımadası’nın güney ucundaki Seddülbahir-Alçıtepe-Kerevizdere üçgeninde ve yine yarımadanın Kuzey Ege sahillerinde, Kabatepe-Conkbayırı-Anafartalar şeridinde cereyan etmiştir.
Çanakkale Savaşları’nın ilk aşamasını oluşturan 18 Mart Deniz Zaferi’nin, dünya harp tarihine geçmiş bir kahramanlık destanıdır. Çanakkale Zaferi’nin kazanılmasında en büyük pay, kahraman Nusret Mayın Gemisi’ne aittir. Nusret Mayın Gemisi’nin Erenköy Koyu’nda döşediği 26 mayın, Çanakkale Deniz Savaşı’nın ve tarihin akışını değiştirmiştir. Hafif sisli ve yağışlı 8 Mart sabahı Yüzbaşı Hakkı Bey’in komutasında Nara’dan avara eden Nusret, Anadolu kıyısını izleyerek seyre başlamış ve boğazı kapatan mayın hatları arasından emniyetle geçerek Erenköy’e varmıştır. Yüzbaşı Hakkı Bey’in komuta ettiği Nusret’in katkısıyla kazanılan bu zafer, Türk askerine moral, Türk milletine sevinç kaynağı olmuştur.
Nusrat (Nusret), Çanakkale Deniz Savaşları’nda büyük bir başarı göstermiş olan mayın gemisidir. Cevat Paşa’nın (Çobanlı) emriyle Osmanlı Donanması ve Türk Deniz Kuvvetleri’nde hizmete giren gemi, 1911 yılında Almanya’nın Kiel şehrinde kızağa çekildi ve 1913 yılında Osmanlı Donanması’na katıldı.
1915 ilkbaharında uzun süredir Boğaz’ın girişindeki tabyaları bombalayan, keşif uçuşlarıyla ve mayın temizleme gemilerinin faaliyetiyle saldırıya geçeceği kesinleşen Müttefik Donanması artık saldırı için gün sayıyordu. Bunun üzerine Müstahkem Mevkii Komutanlığı Erenköy’deki Karanlık Liman’a mayın dökme kararı aldı.
Nusret Mayın Gemisi 3 Eylül 1914’te Çanakkale’ye gelmişti. Fakat Osmanlı Devleti’nin mali sorunları sebebiyle, boğazı mayınlayabilmek için yeterli miktarda mayın bulunamıyordu. Düşman gemilerinin hareketlerinin sürekli ve dikkatli bir şekilde incelenmesiyle Türk askerleri mükemmel bir analiz yaptı.
Cevat Paşa 6 Mart gecesi, mayın grup komutanı Hafız Nazmi Bey’e, “sana çok önemli bir görev veriyorum. Vatanın selameti bu görevin başarıyla yerine getirilmesine bağlıdır. Yarın akşam, Nusret’le son 26 mayını şu gördüğün Erenköy koyunda kıyıya paralel olarak dökeceksin. Düşman hareketinizi seçer, size saldırıya kalkışırsa kıyı toplarımız önceden aldıkları talimata uygun olarak hareket edecek ve sizi himaye ateşiyle koruyacaklar. Kendinizi göstermemeye çaba harcayın. Allah yardımcınız olsun.” Mayınların boğaza dik şekilde değil de kıyıya paralel olarak Erenköy koyuna dökülmesi fikri, mayın uzmanlarının ince bir çalışmayla ortaya çıkardıkları mükemmel bir fikirdi.
Çünkü düşman gemileri Çanakkale Boğazı’na bölük bölük giriyor ve görevini tamamlayan grup geriye dönerken arkadaki grupların yollarını kesmemek amacıyla boğazın en geniş yerlerinden biri olan Erenköy Koyu’ndan dönüş yapıyordu. Verilen kararla mayınlar da bu manevra sahasına kıyıya paralel ancak manevra hattına dik olarak yerleştirilecekti. Nazmi Bey, bir sonraki gün Nusret Mayın Gemisi komutanlığını yapacak olan Tophaneli Yüzbaşı Hakkı’yı buldu. Nusret’in genç komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey, bundan iki gün önce kalp krizi geçirmiş ve rahatsızlanmıştı. Buna rağmen, savaşın ve ülkenin sorumluluğunu omuzlayarak görevi kabul etti.
7 Mart’ı 8 Mart’a bağlayan gece Nusret mayın gemisi Yüzbaşı Tophaneli İsmail Hakkı Bey ve Müstahkem Mevkii Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi (Akpınar) Bey komutasında düşman gemilerinin projektörlerine aldırmadan Anadolu yakasındaki Erenköy’deki Karanlık Liman’a sahile paralel olarak 26 mayın dökerek yeni bir mayın hattı meydana getirmiştir.
Yalnızca birkaç gün önce geçirdiği kalp krizine rağmen gemisinin başında bulunan Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey komutasında ki Nusret Mayın Gemisi, 7 Mart’ı 8 Mart’a bağlayan sisli ve yağmurlu bir gecede her türlü seyir yardımcısından yoksun olarak 26 Mayını 11’nci hat olarak 100 metre ara ile Çanakkale boğazının kalbi konumunda olan müttefik donanmasının manevra sahasına (Erenköy’deki Karanlık Liman’a) kıyıya paralel olarak 4.5 metre derinlikte döktü.[2] İlerleyen günlerde İngilizler deniz ve hava keşifleri yapmış ama bu mayınları bulamamıştı.
Büyük bir gizlilik içerisinde başarıyla gerçekleşen bu harekât yalnızca 10 gün sonra meyvesini verdi. 18 Mart 1915 Perşembe günü sabahı 270.000 ton tutarında ki 247 ağır topa sahip zırhlı gemiler ile Çanakkale’yi geçip İstanbul’da beş çaylarını içmek için sabırsızlananlar, geldikleri gibi değil, çelik devleri ateş ve alev yığınları içerisinde, tarihin gördüğü ender perişanlık içinde, zafer umutlarını ve gururlarını Çanakkale sularına gömerek gittiler.
18 Mart 1915 sabahı saat 10.00’dan itibaren Müttefik Donanması, Boğazı zorlamaya başlamıştır. Türk kıyı bataryalarından açılan topçu ateşi sonucu manevra yapma ihtiyacını hisseden Müttefik Donanmaya ait gemiler, Nusret mayın gemisi tarafından dökülen mayınlara çarpmış, İngiliz Donanmasına ait Ocean ve Irresistible zırhlıları ile Fransız Donanmasına ait Bouvet zırhlısı batmıştır. Ayrıca Müttefik Donanma’ya ait Gaulois, Suffren, Inflexible zırhlıları da ağır hasar almıştır. Nusret’in döşediği mayınlar 18 Mart 1915’te Çanakkale harekâtının kaderini değiştirmiş, ona “dünyanın en ünlü mayın gemisi” unvanını kazandırmıştır. Çanakkale Savaşları’nın tarihe boğaz harbi olarak geçen kısmı bu suretle kapanmıştır. Yıllar sonra Churchill, “Bize Birinci Dünya Savaşı boyunca Nusret’in yaptığını kimse yapmadı” diyerek, Türk tarihinin bu harika gemisinin ne büyük iş başardığını anlamlı bir şekilde dile getirmiştir.
İngiliz Generali Oglander’in “Çanakkale-Gelibolu Askerî Harekâtı” (Military Operations Gallipoli, Official History of the Great War) adlı eserinin birinci cildinde şu ifadeler yer almaktadır:
“Pek uygun başlamış olan gün bu meçhul mayın hattının olağanüstü ve ortalığı kırıp geçiren başarısı yüzünden, tam bir başarısızlıkla sona erdi. Bu yirmi mayının seferin talihi üzerindeki etkisi ölçülemez.”
Sir Ccolyen Corbet’in, “Deniz Harekâtı” adlı eserinin ikinci cildinde ise şu ifadeler yer almaktadır:
“Felaketlerin hakiki sebebi keşif ve tayin olununcaya kadar çok geçmedi. Gerçek şu idi ki, 8 Mart gecesinde Türkler, haberimiz olmadan Erenköy Koyu’na paralel olarak 26 mayın dökmüşler ve keşif gemilerimiz, aramaları esnasında bunlara rastlamamışlardı. Türkler bu mayınları özel amaçla manevra sahamıza koymuşlar, gösterdiğimiz bütün ihtiyata rağmen baş döndürücü bir zafer kazanmışlardır.”
Donanma Bakanı Winston Churchill de 1930’da “Revue de Paris” dergisinde olayı şöyle yorumlamıştır:
“Birinci Dünya Harbi’nde bu kadar insanın ölmesine, harbin ağır masraflara mal olmasına, denizlerde onca ticaret ve savaş gemisinin batmasına başlıca neden, Türkler tarafından o gece atılan o incecik çelik halat ucunda sallanan yirmi altı demir kaptır.”
Çanakkale’yi denizden geçemeyen İngiliz ve Fransızlar, 25 Nisan 1915 tarihinde karaya asker çıkartarak 9 Ocak 1916 tarihine kadar sürecek olan kara harekâtını başlatmışlardır.
Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 1937’de Yardım adını aldı. Nusret 1 adıyla 1955’te Donanma Komutanlığı’nın Gölcük’te ki üssüne getirildi. Deniz harp tarihinin unutulmazları arasındaki şerefli yerini alan Nusret mayın gemisi, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 1937’de Yardım adını aldı. Nusret 1 adıyla 1955’te Donanma Komutanlığı’nın Gölcük’te ki üssüne getirildi ve hizmet dışına çıkarılmıştır. Gemi 1962’de özel kişilerce satın alınmış, Kaptan Nusret adıyla kuru yük gemisi olarak hizmet vermiştir. 1989 yılında Mersin limanında yandı ve battı. 10 sene boyunca su altında kalan Nusret Mayın Gemisi, Tarsus Belediyesi’nin çalışmaları ile denizden çıkarılmış, yapılan vefasızlıktan kurtarılarak büyük bir titizlikle ayağa kaldırılmış, bakım ve onarımı yapılmıştır. Orijinal halinden yük gemisi yapılması için eklenen parçalar çıkarılmış ve Tarsus’taki, Çanakkale Savaşı Şehitleri anısına yaptırılan Çanakkale Zaferi Kültür Parkı’nın tam ortasına yerleştirilmiştir ve 27 Aralık 2003 tarihinden itibaren müze olarak hizmete açılmıştır.
2009 yılında Gölcük Tersanesi Komutanlığında inşa edilen Nusret Mayın Gemisi’nin bire bir ölçülerindeki “tıpkı yapımı” bugün Çanakkale Deniz Müzesi Komutanlığında sergilenmektedir. Nusret Mayın Gemisi’nin 100. yıl anma töreninde (8 Mart 2015), gemi temsili olarak yeniden suya indirilmiştir. Sabah 06.15’te denize açılan gemi, 100 metre aralıklarla denize temsili iki mayın bırakmıştır.
Sonuç olarak,
28 Ocak 1915 tarihinde Londra’da Birinci Dünya Savaşı üzerine toplanan İtilaf Devletleri’ne ait Savaş Konseyi’nde şu karar alınır: Boğazları geçip İstanbul’u işgal ederek Türkleri savaş dışı bırakmak, Ruslarla birleşip, Almanları aynı anda iki cephede birden savaşmaya zorlayarak, sonuca gitmek…
Böylece, Çanakkale Savaşı kararı verilmiş olunuyordu. Toplantıda haritanın başına geçen İngiliz Deniz Bakanı W. Churchill, Çanakkale’yi göstererek: “Evet! Çanakkale!… Türklerin gırtlağı burada… Bir sıkıldı mı?…” dediğinde, Savaş Konseyi Başkanı Lord Kitchener: “Sıkmak işe yaramaz. Bu boğazı bir hamlede keseceksin”der.
İngilizler bu niyetle yola çıkmıştı. Boğazımızı kesecekler, başkentimizi işgal edecekler, bizi bitireceklerdi. Ancak, Nusrat Mayın Gemisi tüm bu plan ve girişimleri boşa çıkaracaktı. 26 Mayının Karanlık Liman’a dâhice yerleştirilmesi, tarihin en kuvvetli donanmasını toz duman edecekti.
Çanakkale Deniz Savaşında galibiyet getiren esas unsur, Nusrat Mayın Gemisi’ydi. Bu itibarla Nusrat Mayın Gemisi’ne sadece tarihi bir obje veya mayın gemisi nazarıyla bakılmamalıdır. Nusrat Mayın Gemisi bütün bunların ötesinde dünya tarihini değiştiren, küçük ama yaptığı iş itibariyle “manevi şahsiyeti” büyük bir gemidir.
18 Mart 1915 düşman için felâket, Türkler için eşsiz bir zafer günüdür. 18 Mart, Londra’yı Odesa’ya bağlayan deniz yolunun Karanlık Liman’da kaybolduğunun dünyaya ilân edildiği gündür. 18 Mart günü tüm İstanbul’un gözü kulağı Çanakkale’dedir.
Nitekim akşama doğru büyük zafer haberi İstanbul’a ulaştığında, Süleymaniye Camisi’nin yaşlı mahyacısı hemen çıraklarını toplar. Aklına koyduğu cümleyi iki minare arasına asıp, yatsı namazına yetiştirir. İleride, Çanakkale denildiğinde akla gelecek olan bu yazı: “Çanakkale Geçilmez” şeklinde milli bir parola haline gelecektir.[3]
Tarihi Nusret Mayın Gemisinin Teknik Özellikleri
İsim/Tipi : Nusrat Mayın Gemisi
İnşa Edildiği Yer/Tarih : Almanya/1911
Hizmete Giriş Tarihi : 1913
Hizmetten Çıkış Tarihi : 1955
Makineler : 2 x Üçlü Ekpenşın stim Mk., 2 pervane
Ağırlık (Ton) : 365 Ton
Hız : 15 mil
Silahlar : 2x 4.7cm.lik top, 40 x mayın taşıma kapasiteli
Uzunluk : 40 metre
Genişlik : 7.5 metre
[1] Tarihin akışını değiştiren üç gemi daha vardır. Bunlardan biri Bandırma Vapuru’dur ki Türk tarihinin akışını değiştirmiştir. Diğer iki gemi ise Goben (Yavuz) ve Breslav (Midilli)’dır; ki bu iki de gemi dünya tarihinin akışını değiştirmiştir.
[2] Çanakkale Boğazına döşenen 11 sıra mayın hattı mevcuttur. Bu mayınlar Nusret, İntibah, Selanik ve Samsun gemileri ile tesis edilmiştir. Dökülen mayın âdeti toplamda 358 adettir. Bu mayın hatlarından 7., 9., 10. ve 11. hat olmak üzere 159 adet mayını Nusret Mayın Gemisi dökmüştür. Nitekim harbin gidişatını değiştiren 11. Mayın hattını da Nusret dökmüştür. Mayınları döşedikten sonra dönüş yolunda düşman gemilerinin projektörlerine yakalanma düşüncesine kapılan İsmail Bey, bu düşünceye dayanamayıp yeni bir kalp krizi geçirir. Ancak sanıldığının aksine mayınları döşediği 8 Mart sabahı ölmemiştir. Görevini başarıyla yerine getirerek savaşın kaderini değiştirdi. Ama kalıtımsal kalp rahatsızlığı nedeniyle yattığı Kasımpaşa Askeri Hastanesi’nde 14 Eylül 1915’te şehit oldu. Yani görevini tamamladıktan 6 ay sonra vefat etmiştir.
[3] Daha geniş bilgi için bkz. Özen Topçu, Nusrat Mayın Gemisi, Alter Yayınları, İstanbul, 2020.
THY’den sefer iptalleri
Bursa’da “Yeşil Sanayi Yeşil OSB” Zirvesi
Kemal Kılıçdaroğluhakim karşısında
İçki ve sigara satılan her yere kamera konulacak
Fatih Altaylı ile İsmail Saymaz’a soruşturma
Motorine zam bekleniyor
Silecek kaldırmaya hapis cezası
Yangında matematik öğretmeni yaşamını yitirdi
Uludağ’da 1000 liraya satılan çorbaya ceza
Bursa ve Balıkesir’de sağanak ve lodos etkili oluyor
Gemlik’te huzur operasyonu
Bursa’da “Yeşil Sanayi Yeşil OSB” Zirvesi
Kemal Kılıçdaroğluhakim karşısında
İçki ve sigara satılan her yere kamera konulacak
Fatih Altaylı ile İsmail Saymaz’a soruşturma
Motorine zam bekleniyor
Silecek kaldırmaya hapis cezası
Yangında matematik öğretmeni yaşamını yitirdi
Uludağ’da 1000 liraya satılan çorbaya ceza
Bursa ve Balıkesir’de sağanak ve lodos etkili oluyor
Gemlik’te huzur operasyonu