19 Mayıs 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

Kazım Koyuncu ölümünün 17’inci yılında anılıyor

"Şair Ceketli Çocuk" olarak tanınan, müzisyen, söz yazarı, oyuncu ve aktivist Kazım Koyuncu, ölümünün 17'inci yılında anılıyor.

Nüfusa geç kaydedilmesinden ötürü resmi doÄŸum tarihi 10 Mayıs 1972 olsa da 7 Kasım 1971’de Artvin’in Hopa ilçesine baÄŸlı YeÅŸilköy’de doÄŸan Koyuncu, Cavit Bey ve Hüsniye Hanımın 6 çocuÄŸundan beÅŸincisi olarak dünyaya geldi.

Koyuncu, çocukluÄŸunda babaannesinden masallar, “Kemençeci YaÅŸar” lakabıyla tanınan YaÅŸar Turna’dan türküler dinleyerek büyüdü.

Okumayı çok seven, müziğe ortaokuldayken, babasının aldığı mandolinle başlayan Koyuncu, futbolla ilgilendi ve köydekilerin aksine sıkı bir Trabzonspor taraftarı oldu.

Kazım Koyuncu, 1989’da köyünden ayrılarak, Ä°stanbul Ãœniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünde eÄŸitime devam etti.

Müzik çalışmalarına üniversite yıllarında ağırlık veren sanatçı, 1992’de Ali Enver’le “Dinmeyen” müzik grubunu kurarak ilk profesyonel çalışmalarını yaptı.

Karadeniz müziğini rock müzikle birleştirip kendi tarzını oluşturdu

Koyuncu, 1993’te okulu bırakma kararına iliÅŸkin yöneltilen bir soruya, “Zor dönemler… O okulu bitirip kaymakam falan olacaksın ya da kendi istediÄŸin iÅŸi yapacaksın ama hep soru iÅŸaretleri olacak. Sonu nereye varacak? Bu tercihlerden soru iÅŸaretli olanını tercih ettim.” cevabını vermiÅŸti.

Okulu bırakmasının ardından sadece müzik yapmaya karar veren Koyuncu, bir dönem tiyatro oyunlarına müzik yaptı, Karadeniz müziğini rock müzikle birleştirip kendi tarzını oluşturdu.

Aynı yıl arkadaÅŸlarıyla birlikte “ZuÄŸaÅŸi Berepe” adında bir grup kurdu ve hem yeni grubuyla hem “Dinmeyen” grubuyla çalıştı.

Kazım Koyuncu, yeni grubuyla ilk albümü “Va MiÅŸkunan”ı (Bilmiyoruz) 1995’te müzikseverlerin beÄŸenisine sundu.

Yeni tarzıyla müzikseverlerin beÄŸenisini daha fazla kazanan sanatçı, Dinmeyen grubuyla 1996’da “Sisler Duvarı” albümünü, ZuÄŸaÅŸi Berepe ile 1999’da “Ä°gzas” adlı ikinci albümü yayımladı.

Sanatında yenilik ve denemeler yapmaktan kaçınmayan, Karadeniz müziÄŸinin sert ve duygusal yapısını eserlerine taşıyan Koyuncu’nun, “Dido” adlı ÅŸarkısının da yer aldığı ilk kiÅŸisel albümü “Viya!”, 2001’de müzik marketlerdeki yerini aldı.

“Ha kanser ha konser”

BaÅŸarılı sanatçı, 2002’de yayınlanan “Gülbeyaz” adlı dizinin müziklerini yapmaya baÅŸladıktan sonra ününü katladı, konser programları arttı.

“Ä°lk albümde Gülbeyaz dizisinin çok etkisi oldu. Bu albümü, farklılığı tercih eden insanlar aldı.” diyen Koyuncu, 2004’te ikinci solo albümü “Hayde”yi çıkardı.

Aralık 2004’te kanser teÅŸhisi konulan sanatçı, doktorların fazla yorulmaması gerektiÄŸini söylemesine raÄŸmen konserlerine devam etti. Son konserini 4 Åžubat 2005’te Taksim’deki Yeni Melek Gösteri Merkezi’nde veren Koyuncu’nun o gün söylediÄŸi “Ha kanser ha konser” sözleri sevenleri tarafından unutulmadı.

Koyuncu, hüzün kokan albümlerinde Türkçe’nin yanı sıra HemÅŸince, Lazca ve Gürcüce eserlere de yer verdi.

Karadeniz’de olduÄŸu kadar, Türkiye’nin her bölgesinde ve yurt dışında yoÄŸun bir hayran kitlesine sahip sanatçı, bir açıklamasında, “Çocukken ÅŸiirle güzel oynuyordum. Åžairlerle çok uÄŸraşıyordum. Bir ceket yaptırmak istedim o zamanlar, Ä°stanbul’a gelirken, ÅŸair ceketi…” ifadelerini kullanmıştı.

Verdiği bir röportajda her şeyin gençken yapılabileceğine inandığını ifade eden Koyuncu, şunları söylemişti:

“Belirli bir yaÅŸtan sonra, hayatla birebir baÄŸlantı içerisine girdikten sonra o hayata bir ÅŸey katamayacağımızı düşüyorum. Bu biraz ağır bir konuÅŸma olabilir ama askerliÄŸini bitirmiÅŸ, evlenmiÅŸ, çocuk sahibi olmuÅŸ, çalışan bir insan risk almaz. Çok bağımsız çok acayip fikirler kurup onların peÅŸinden gitmez. Oysa hayatı bir ileriye götüren ÅŸey hayallerimiz. Hayallerimizi gerçekleÅŸtiren ÅŸey ise cesaretimiz. Gençken insan cesur olabiliyor. Ben onların hayatını çok önemsiyorum. Çünkü hayat oradan yeni bir ÅŸekil alabilir. Onların fikirlerinden, yanlışlarından ve doÄŸrularından hayat bir yere ulaÅŸabilir. YetiÅŸkinlerin doÄŸrularıyla gençlerin yanlışları arasında çok büyük bir fark yok yani en kötü olasılıkla yetiÅŸkinlerin yaptıkları doÄŸrular kadar önemlidir, gençlerin yanlışları.”

Genç sanatçı, tedavi gördüğü hastanede 25 Haziran 2005’te, henüz 33 yaşındayken yaÅŸamını yitirdi.

Koyuncu, vefatından iki gün sonra, dünyaya geldiÄŸi YeÅŸilköy’de, fındık aÄŸaçlarının çevrelediÄŸi köy mezarlığına defnedildi.

“Biz bize yetebiliyoruz”

Doğru bildiği şeyleri ortaya koymaktan çekinmediğini her fırsatta dile getiren Koyuncu, bir röportajda, şunları kaydetmişti:

“Bence bir sanatçının ya da ÅŸarkıcının çok cesur olması gerekiyor. Cesaretin ve çalışma arzun varsa hiçbir sorun yok, en fazla para kazanamazsın. Bir albümün satmaz ya da 1 milyon satar. Bunlarla ilgilenmek istemiyorum. Çok büyük bir popülaritem yok. O yüzden biz bize yetebiliyoruz.”

Koyuncu’nun ölümünün ardından Paluri Arzu Kal Demirçi, sanatçıyla ilk karşılaÅŸmasından son ana kadar süren dostluÄŸunu anlattığı “Åžair ceketli çocuk: Kazım” kitabını kaleme aldı.

AA

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

BangladeÅŸ’teki sel felaketi

HIZLI YORUM YAP