25 Nisan 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri
Prof Dr. Behçet Kemal Yeşilbursa

Prof Dr. Behçet Kemal Yeşilbursa

22 Nisan 2024 Pazartesi

Barışın Yolunu Açan Mütareke

Barışın Yolunu Açan Mütareke
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sevgili dostlar, elinizdeki bu kitabı Mudanya Mütarekesi’nin 100. Yıldönümünü kalıcı kılmak amacıyla hazırladık. Geleceği satın alabilecek tek şey bugündür sözünden hareketle hazırladık bu kitabı. Geleceğe Mudanya Mütarekesi’ni anlatan bir kitap bırakalım istedik. İşte elinizde tuttuğunuz bu kitap; bu düşüncemizin bir ürünü olarak ortaya çıktı. Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden konunun uzmanı olan değerli bilim insanlarının özgün çalışmaları ise kitaba özel bir değer kazandırdı. Birbirinden değerli bu yazıların her biri geçmişten geleceğe birer ışık olacaktır.

Hiç şüphesiz Mudanya Mütarekesi Milli Mücadele Tarihi’nde önemli bir yere sahiptir. Bu sebeple, hakkında bugüne kadar birçok araştırma ve yayın yapılmış ve bu yayınlarda mütareke bütün yönleriyle ele alınmıştır. Biz bu çalışmamızda sadece Mudanya Mütarekesi’ni anlatmaktan ziyade, bu mütarekenin sebep ve sonuçlarını, ilgili devletlerin politikalarını da ele alacağız.

Silahların terki anlamına gelen mütareke, ateşkesten kavram olarak farklı bir içeriğe sahiptir. Ateşkes, savaşan tarafların kısa bir süre için eylemlerini durdurmaları anlamına gelir. Mütareke ise, barışa giden yolu açar ve nihai barış antlaşmasının imzalanmasına zemin hazırlar. Bu bağlamda Mudanya Mütarekesi, Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanması ve yeni Türk Devleti’nin uluslararası platformda tanınması sürecinde önemli bir yer teşkil eder.

Müttefik generalleri ile İsmet Paşa arasında gerçekleştirilen konferansın amacı Türkiye ile Yunanistan arasındaki savaşı sona erdirmek ve iki ülke arasında Trakya’da bir hat belirlemekti. Fakat mütareke bu amacını aşarak siyasi bir belge niteliği de kazanmıştır.

Mudanya Mütarekesi, 15 Mayıs 1919’da Yunan Ordusu’nun İzmir’e çıkışı ile başlayan Türk-Yunan Savaşı’na son verdiği gibi, Türkiye’nin Trakya sınırının Ankara Hükümeti’nin istediği biçimde çizilmesini sağlamış ve böylece Lozan Barış görüşmelerinde toprak sorununun çözülmesini kolaylaştırmıştır.

Daha önce yapılan antlaşmalar açısından bakıldığında ise, Mudanya Mütarekesi, giderek geçerliliğini yitirmiş olan 1918 Mondros Mütarekesi’nin yerine geçtiği gibi, İstanbul Hükümeti’nin imzaladığı 1920 Sevr Barış Antlaşması’nın ölü doğan bir bağıt olduğunun da Müttefiklerce kabulü anlamına gelmiştir. Böylece Mudanya Mütarekesi ve onun sonucunda imzalanan Lozan Barış Antlaşması, Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşması ile Türk Milleti’ne vurulmak istenen esaret zincirini de kırmıştır.

Dolayısıyla bu olgu, Türkiye’ye karşı güdülen düşmanca ve haksız politikaların baş aktörü olan İngiltere Başbakanı Lloyd Georges’un siyasetten çekilmesinin başlıca nedeni olmuştur. Ayrıca İngiltere’nin Yunanistan’ı kullanarak Türkleri hem Avrupa’dan atma, hem de Padişah’ın yönetiminde küçük ve denetlenebilir bir Türkiye politikası başarısız olmuştur. Mudanya Mütarekesi ile Türkler hem Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk kez Batılı devletlerle eşit koşullarda bir anlaşma yapmış, hem de Avrupa topraklarına (Doğu Trakya) tekrar girmiş oluyorlardı.

Tarafsız bölge ve işgal bölgesi gibi tabirler kabul edilmemiş, bunun yerine barış antlaşmasının imzalanmasına kadar her iki tarafın tecavüz etmeyeceği sınırlar “hattı fasıl” olarak tanımlanmıştır. Doğu Trakya’nın geri alınması, mütarekenin ahkâmını aşan bir madde idi. Bu durum mütarekeye siyasi bir vasıf kazandırmakta ve bu yönü ile de bir ön barış niteliğinde idi.

Mütareke yeni Türk Devleti’nin uluslararası platformda gerçek anlamda tanınması sürecinde önemli bir yer teşkil etmiştir. İsmet Paşa gibi bir askeri, bir diplomatı ve bir devlet adamını Türk Milleti’ne kazandırmıştır. Türk tarihinde “savaş meydanlarında kazanılmış fakat masa başında kaybedilmiş” yönündeki bir algının değişmesine de neden olmuştur. Yeni Türk Devleti hem sahada (Sakarya Zaferi ve 30 Ağustos Zaferi) hem de masa başında (Mudanya Mütarekesi ve Lozan Antlaşması) kazanmıştır.

Kısaca Mudanya Mütarekesi barışın yolunu açan, onun önündeki engelleri kaldıran bir belge olarak tarihe geçmiştir. 15 Mayıs 1919’da İzmir’de başlayan acı serüven, bu küçük, şirin Marmara kasabasında, emperyalizmin üç büyük temsilcisinin imzaladıkları mütareke ile son bulmuştur.

Mudanya, Güney Marmara kıyısında zeytinlikleri, denizi, güzel doğa ile süslenmiş kıyıları ve kendine özgü sivil mimari eserleriyle özel bir kimliğe sahiptir. Mudanya, antik çağlardan bu yana Bursa’nın dış dünyaya açılan kapısı olmuştur. Zaman içinde zamanı yaşatan, geçmişin, şimdinin ve geleceğin ruhunu sezdiren dokusuyla, yaşam için “bir yudum nefes” sunan temiz havasıyla, konumlanışı ve yakınlığıyla Bursa’nın zenginliğine zenginlik katan bir şehir Mudanya. Tanpınar’ın deyişiyle Bursa’da bir “ikinci zaman” varlığını duyumsatan, görünür ve görünmeyen güzellikleriyle yaşamayı doyasıya sevdiren şehirdir Mudanya.

Mudanya, emperyalist devletlerle dört yıl süren bir ölüm kalım savaşının sona erdirildiği kenttir. Yalnızca bu yönüyle bile, modern Türkiye’nin yakın geçmişinde önemli bir yeri bulunmaktadır. Ancak bu kadar da değil; Mudanya, 6 Temmuz 1920’de İngilizler tarafından işgal edilinceye kadar, Bursa’nın İstanbul’a ve dünyaya açılan penceresi olmuştur. Bu yönüyledir ki, kurtuluş savaşının ilk yıllarında Mudanya, “Anadolu’nun eşiği” adıyla anılmış; bağımsızlık ve özgürlük savaşına katılmak isteyenler, önemli bölümüyle Anadolu toprağına burada ayak basmışlardır.

Eğer sonsuzluğa bir “güzelleme kırıntısı” taşıyabilecekse, bu kitap Mudanya’ya, Mudanya Mütarekesi’nin 100. Yılına, güzel Mudanya’nın güzel insanlarına, dostlarına, sakinlerine, konuklarına, gelip geçen yolcularına, hülasa herkese armağan sayılsın… ; Ve bırakalım “zaman, mekân ve insan” birlikte yaşasın…

 



Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.