19 Nisan 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri
Prof Dr. Behçet Kemal Yeşilbursa

Prof Dr. Behçet Kemal Yeşilbursa

21 Mart 2024 Perşembe

Yazarımızdan yeni kitap…

Yazarımızdan yeni kitap…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır…

Bu da gösterir ki, zaman ve mekân, insanla mevcuttur!

Ahmet Hamdi Tanpınar

Griye inat söylemiyorum, yeşilin gerçekten 50 tonu varmış! Mesela bunlardan biri de Bursa’nın yeşilidir. Kelime olarak taze, diri anlamına gelen yeşil renk doğanın, yenilenmenin rengidir. Sessizlik simgesidir. Huzur veren, rahatlatan özelliği vardır. Güveni simgeler. Murat demektir, ümit demektir yeşil. Öyle çeşitli adları var ki; zümrüt yeşili, zeytin yeşili, çam yeşili, çimen yeşili, nane yeşili, orman yeşili, dağ yeşili, fıstık yeşili, su yeşili gibi…

Ama tüm bu yeşil tonların içinde öyle özel bir yeşil vardır ki o da Bursa’nın yeşilidir. Bursa’nın yeşili öyle bir yeşildir ki; adlandıramazsınız hangi ton yeşil olduğunu; belki hissedersiniz ancak. Yeşil ile beyazın, geçmiş ile geleceğin buluştuğu ulu bir şehirdir Bursa. Hatta öyle bir semti vardır ki orada Osmanlı’nın en güzel türbelerinden, yeşilin elli değil bin bir tonunu barındıran Yeşil Türbe size merhaba der tarihin içinden.

Bursa, yeşil ile anılan ülkemizin tek şehridir. Bursa’ya gelen gezginlerin Bursa’da en çok dikkat çektikleri özellik onun yeşil dokusu olmuştur. Şairlere, yazarlara, seyyahlara ilham veren, yeşil ve beyazın kucak kucağa yaşadığı şehirdir, Yeşil Bursa.

Bursa’yı tekrar tekrar görmek, dinlemek, anlamak ve yaşamak, görkemli bir hikâyenin küçük bir kahramanı misali, bir duygu selidir Bursa sevdalıları için. Günlük detayların gölgesinde kalan büyük ve asıl hikâyeyi kaçırmaktan, yaşadığın mekân ve zamana sıkışıp kalmaktan farksız bir duygudur bu.

Anladım ki bir şehirde yaşayıp da ona başka bir gözle bakmak için bir yol arkadaşları gerekli. Onlarla el ele vererek Bursa’ya başka bir gözle bakmak çok özel bir deneyim. Sevgili dostlarıma bu yolculukta beni yalnız bırakmadıkları için çok teşekkür ediyorum.

Bursa anlatmaya, dinlemeye, keşfetmeye değer bir şehir. Bu benden, benim Bursa’ya karşı duyduğum gönül borcundan, doğduğum şehirle kurduğum ilişkiden çok daha büyük bir şey. İşte bu kitap benim için bu yüzden çok önemli. Bursalılara yaşadıkları şehre yeniden bakmaları için, Bursa’yı tanımayanlara ise tanımaları ve hayatlarına yeşil rengi, Bursa’nın yeşilini katmaları için bir fırsat.

Ancak öyle bir zaman gelmiş ki bu yeşil mekânın, cennet mekânın üzeri “Puşide-i Siyah/Siyah Örtü ile örtülmüştür. Yeşil Bursa 8 Temmuz 1920’de Yunan kuvvetleri tarafından işgal edilmiştir. Yunanlıların Osman Gazi türbesine hakarette bulunmaları Bursalıları ve Türk milletini derinden üzmüştür. Öyle ki, Meclis’te duygu dolu anlar yaşanmış ve Meclis kürsüsüne 10 Temmuz 1920’de siyah örtü (Puşide-i Siyah) örtülmüştür. Türk Ordusu, işgalden 2 yıl 2 ay 2 gün sonra 11 Eylül 1922’de Bursa’yı Yunan işgalinden kurtarmış ve Bursa’nın işgali üzerine Meclis kürsüsü üzerine örtülen siyah örtü de kaldırılmıştır.

Bursa’nın düşman işgalinden kurtarılmış olduğu, 11 Eylül günü tüm yurda, “Yeşil Bursa, al sancağına kavuştu” içeriğindeki telgraflarla müjdelenmiştir. İşgal günlerinin karamsarlığını üzerinden atan Bursalılar, 11 Eylül sabahı erken saatlerde Orhan Camisi’yle Belediye arasındaki alanda toplanmış, coşku içinde Bursa’nın kurtuluşunu kutlamıştır.

İşte bu yıl (11 Eylül 2022) kurtuluşun yüzüncü seneyi devriyesindeyiz. Yeşil Bursa’nın Yunan işgalinden kurtuluşunun yüzüncü yılı bu yıl (2022). Bir daha asla öyle karanlık günler yaşamaması, işgal görmemesi, üzerine siyah şah örtülmemesi, yeşil renginin solmaması, her zaman özgür ve bağımsız yaşaması dileğimizdir.

Sırasıyla Bitinya, Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ev sahipliği yapmış, büyük dinlerin zaman yolculuğunda önemli bir dönüm noktası olmayı başarmış, göçlerle zenginleşmiş, gelen herkese kucak açmış ve bereketini paylaşmış binlerce yıllık bir şehrin elbette anlatacak çok fazla şeyi, bir kitabın ise sınırlı sayıda sayfaları var. Bu yüzden bu kitabı hazırlarken keşfedeceklerinizi anlatmak yerine yön göstermeyi tercih ettik. İçine değerli fotoğraf sanatçımız Mehmet Ali Özdemir’in fotoğraflarıyla küçük de olsa ipuçları ekledik.

Bursa için yapılan güzel şeylerin mutlaka karşılığını bulduğunu, takdir edildiğini biliyoruz. Bu yüzden bu kitabın da Bursa’ya duyulan ilgi ve sevginin büyümesine, katkıda bulunacağına gönülden inanıyoruz. Bense bu şehre duyduğum gönül borcumu ödemek için çalışmaya devam edeceğim.

Bursa benim aşkım. Elinizde tuttuğunuz kitap da bu aşkın yeniden ilanı. Dünyaya gözlerimi açtığım, merhaba dediğim şehre bir armağan bu kitap. Yazarlarımız, benim ve Yeşil Bursa’nın gönül dostları, şehrin fahri hemşerileri, birer kültür elçisi onlar.

Daha önce gazetelerde, dergilerde, TV programlarında ve sosyal medya paylaşımlarında anlattım Bursa’yı. Ancak çok daha fazlasını hak ediyordu; o nedenle Bursa sevgim bir kitaba dönüşsün istedim. Yanıma Bursa aşkı benden daha büyük olan sevgili dostlarımı almak ise daha bir anlam kattı sayfalara. Geçmişten günümüze onlarca adrese uzandık hep birlikte.

Bursa’yı görünenleriyle, görünmeyenleriyle, tarihiyle, dünüyle, bugünüyle, coğrafyasıyla, kültürüyle, en çok da koynunda sakladığı hazinelerle, yani zamanıyla, mekânıyla ve insanıyla anlatmaya çalıştık. Satırların arasına her rengi kattık. Görmeye hazırsanız, biz de paylaşmaya hazırız. Bambaşka bir Bursa serüveni için, haydi çevirin sayfayı…

Son Söz

Sevgili dostlar, geleceği satın alabilecek tek şey bugündür sözünden hareketle hazırladık bu kitabı. Gelecek nesillere, Bursa’nın Yunan işgalden kurtuluşunun 100. yılında işgali, kurtuluşu ve Bursa’yı anlatan bir eser bırakalım istedik. İşte elinizde tuttuğunuz bu kitap; bu düşüncemizin bir ürünü olarak ortaya çıktı. Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden konunun uzmanı olan değerli bilim insanlarının özgün çalışmaları ise kitaba özel bir değer kattı. Birbirinden değerli bu yazıların her biri geçmişten geleceğe bir ışık olacaktır. Umuyorum okumaktan keyif almışsınızdır.

Bursa zaman içinde zamanı yaşatan, geçmişin, şimdinin ve geleceğin ruhunu sezdiren dokusuyla, yaşam için “bir yudum nefes” adeta. Tanpınar’ın deyişiyle insanda bir “ikinci zaman” varlığını duyumsatan, görünür ve görünmeyen güzellikleriyle hayatı ve yaşamayı doyasıya sevdiren bir şehir.

Eğer geleceğe bir “güzelleme” taşıyabilecekse, bu kitap Bursa’ya, Bursa’nın işgalden kurtuluşunun 100. yılına, Yeşil Bursa’nın güzel insanlarına, dostlarına, sakinlerine, konuklarına, gelip geçen yolcularına, hülasa herkese armağan sayılsın… ; Ve bırakalım zaman, mekân ve insan” birlikte yaşasın…

Atatürk ve Bursa

“Bursa tarım memleketidir, sanat memleketidir, ticaret memleketidir, sağlık memleketidir. Bursa sahip olduğu doğal uyum ve güzelliğiyle sevinç ve şenlik memleketidir.”

Atatürk, Üçüncü Bursa Gezisi (31 Ağustos – 11 Eylül 1924)

“Bursa’yı ve Bursalıları seven ilk Türk ben değilim. Tarihte ve cihanda en büyük imparatorluk kurmuş olan Türkler de, evvela dikkat nazarlarını Bursa’ya, bu değerli şehre çevirmişlerdir. Onun için değerini anlamış ve ifade etmişsem çok bahtiyarım…”

Atatürk, Son Bursa Gezisi (1-3 Şubat 1938)

“Bursa inkılap hayatımızda nice müşkül anlar geçirmiştir. Fakat Bursalılar, yetenek ve güçleriyle bu zor zamanları kolaylıkla atlatmışlar, biz de kendilerine kavuşmak bahtiyarlığına nail olduk. Bugün o bahtiyarlığın safhalarından birini idrak etmekle mutlu olduğumu ifade edebilirim…” Atatürk, Son Bursa Gezisi (1-3 Şubat 1938)



Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.