18 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
03 Mart 2022 Perşembe
Gümrükten Eşya İthalatında TSE Sonucunu Etkileyecek İşlemler
Ortadoğu'da bahar yaşanacak mı?
Rusya'nın saldırısı meşru mu?
Merkez Bankası'nın Faiz Kararı Ne Olacak?
Gıda atıklarından gübre nasıl üretiliyor?
Enflasyon %20’li Düzeylere İner mi?
Günümüz modern ceza adalet sistemlerinin çoğu fail merkezli olup, mağdur veya suçtan zarar gören kişilerin ihtiyaç ve tercihleri göz önünde bulundurulmamaktadır. Bu nedenle, ceza adaleti sistemlerinin mağdur veya suçtan zarar gören kişiler açısından tatmin edici olmaması, suça ve sosyal düzensizliğe karşı alternatif uyuşmazlık çözüm yolları arayışı ihtiyacına yol açmıştır. Alternatif uyuşmazlık çözüm yolları, taraflara ve aynı zamanda topluma, bir uyuşmazlığın çözümüne ve sonuçlarının müzakere edilerek ortadan kaldırılmasına katılma fırsatı sumaktadır. Bu bağlamda onarıcı adalet programları, bir uyuşmazlığın taraflarının, çözüme aktif bir şekilde katılması ve uyuşmazlığın doğurduğu olumsuz sonuçların hafifletilmesi düşüncesine dayanarak, dostane bir şekilde müzakere edilmesi suretiyle sosyal sorumluluğun ve hoş görünün geliştirilmesini amaçlamaktadır.
Bu şekilde, mağdur veya suçtan zarar gören kişilerin uğradığı zararın giderimi, failin suç teşkil eden fiilinden dolayı sorumluluğunu üstlenmesi ve toplumun suç oluşturan davranıştan kaynaklanan uyuşmazlığın çözümüne katılımını öngören bir süreci ifade eden onarıcı adalet kavramı, mağdur veya suçtan zarar görmüş olanların zararının giderilmesi, faillerin suç teşkil eden fiillerinden dolayı sorumluluğunu doğrudan üstlenmesi, tarafların kendi özgür iradeleri ile katılımıyla ilişkilerin onarılması, uzlaşmanın sağlanması ve faille mağdur veya suçtan zarar görenler arasında kabul edilebilecek bir anlaşmanın geliştirilmesi esasına dayanmaktadır . Böylece fail, mağdur/ suçtan zarar gören ve toplum, bu süreç üzerinde kontrole sahip olmaktadır.
Anglo Sakson ve Kıta Avrupası hukukunda onarıcı adalet yöntemleri arasında öne çıkan mağdur-fail arabuluculuğu (ceza arabuluculuğu); mağdurlar ve faillerin genelde yüz yüze olmak üzere, belirli bir suç veya suçun etkileri hususunda doğrudan görüşmesi, görüşmelerde arabulucu (uzlaştırmacı), şeklinde görev yapan bir tarafsız kişinin bulunması ve tarafların çoğu zaman, beklentilerini belirlemek üzere önceden hazırlık yapmasıdır. Bu görüşmelerin temel amacı, işlenen fiilin ve etkisinin belirlenmesi, sonuçta ortaya çıkan zararın nasıl giderileceği konusunda bir uzlaşmaya varılması üzerinde ortak bir anlayış oluşturulmasıdır. Bu yöntemlere, soruşturma ve kovuşturma sürecinin her aşamasında başvurulabilmektedir.
Türk Hukukunda uzlaştırma kurumu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 5. kitabının “Özel Yargılama Usulleri” üst başlığını taşıyan 2. kısmının 1. bölümünde yer alan 253, 254 ve 255. maddelerinde düzenlenmektedir.
Uzlaştırma, eğitimli bir uzlaştırmacının yardımı ile, bir suçun faili ve mağduru veya suçtan zarar gören kişilerin mümkün olduğunca sürece dâhil edildiği ve tarafların zararlarının, ihtiyaçlarının ve yükümlülüklerinin birlikte belirlendiği bir süreçtir. Uzlaştırma, uzlaştırmacının başkanlığında yürütülen bir süreci ifade ederken, uzlaşma ise bu süreç sonucunda ya da bir uzlaştırmacı olmaksızın yalnızca tarafların kendi aralarında gerçekleştirdikleri görüşmeler sonucunda varılan anlaşmayı ifade etmektedir.
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’nin 4. maddesinin (j) bendinde uzlaşmanın, “Uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin Kanun ve bu Yönetmelikteki usul ve esaslara uygun olarak anlaşmış olmalarını” ifade ettiği hükme bağlanmıştır. Yönetmeliğin 4. maddesinin (k) bendinde de uzlaştırma kavramı “uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören veya kanuni temsilcisinin, Kanun ve bu Yönetmelikteki usul ve esaslara uygun olarak uzlaştırmacı tarafından anlaştırılmaları suretiyle uyuşmazlığın giderilmesi sürecidir.” şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu tanımlardan yola çıkarak uzlaştırma, mevzuatta yer alan belirli suçlara ilişkin olarak, yine kanunda ve yönetmelikte belirtilen şartları haiz, bağımsız ve tarafsız bir uzlaştırmacının gözetimi altında, mağdur veya suçtan zarar gören ile şüpheli veya sanığın özgür iradeleriyle uyuşmazlığın çözümü sürecini ifade eden bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoludur.
Uzlaştırma aynı soruşturma veya kovuşturmada yalnızca bir kez yapılabilmektedir. Uzlaşma sonucu mağdurun zararının giderilmesi, mağdura bir miktar tazminat ödenmesi şeklinde olabileceği gibi, mağdur veya toplum için belirli bir kamu hizmetinde bulunulması, bir kamu kurumu veya kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluş ile yardıma muhtaç kişi ya da kişilere bağış yapılması veya hukuka ve ahlaka uygun başka herhangi bir edim şeklinde olabilir . Yine tarafların edimsiz olarak uzlaşmalarına da herhangi bir engel bulunmamaktadır. Uzlaştırmanın sonucu olarak kararlaştırılan edimin ifası ile soruşturma evresi “kovuşturmaya yer olmadığı”, kovuşturma evresi ise “düşme” kararı ile sona ermektedir. Uzlaştırmayla beraber şüpheli veya sanığın cezai sorumluluğu ortadan kalkarken, mağdur veya suçtan zarar görenin yargılama sürecine gitmeksizin, kısa süre içinde zararının giderilmesi söz konusu olmaktadır.
Her iki taraf için de katılımın özgür iradelerine dayanmakta olduğu uzlaştırma sürecinde gönüllülük ve gizlilik ilkesi esastır. Taraflar ile kanuni temsilcileri ceza muhakemesi kanununun tanıdığı temel hak ve güvencelere sahiptir. Uzlaştırmacı, müzakereler sırasında görevi nedeniyle kendisine verilen bilgi ve belgelerin gizliliğini korumakla yükümlü olup, taraflardan birinin verdiği gizli bilgi ve belgeleri verenin iznini almadan veya kanunen zorunlu olmadıkça diğer tarafa açıklayamaz. Bu şekilde, müzakerelerin gizliliği nedeniyle yapılan açıklamalar daha sonra davada delil olarak da kullanılamamaktadır.