04 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
21 Haziran 2023 Çarşamba
Gümrükten Eşya İthalatında TSE Sonucunu Etkileyecek İşlemler
"Ekim ayını çıkarabilirsem bile Kasım ayını çıkarabileceğimi hiç sanmıyorum!.."
Rusya'nın saldırısı meşru mu?
Merkez Bankası'nın Faiz Kararı Ne Olacak?
Gıda atıklarından gübre nasıl üretiliyor?
Enflasyon %20’li Düzeylere İner mi?
Türkiye son bir buçuk yıldır ne yazık ki dış ticarette çok iyi bir dönem geçirmiyor. Yeni ekonomi modeli kapsamında faiz indirimleri ile başlayan, önce kurun sıçramasına izin verilen sonra da tutulması ile devam eden süreçte dış ticaretimiz aslında önemli ölçüde hasar gördü. 2021 yılı Eylül ayında başlayan faiz indirimleri esnasında 2.7 milyar dolar fazla veren cari işlemler hesabı bugün (Ocak 2023) 9.48 milyar dolar cari açık veriyor. Daha da kötüsü ihracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Eylül ayında %88.8 iken 2023 Ocak ayında %57.6’ya inmiş.
Bunun nedenlerini daha önceki yazılarımda defalarca anlatmaya çalıştım. Aslında problemin yapısal bir problem olduğunu ve de yapısal çözümler gerektirdiğini yazdım. Bu defa seçim sonrası olası senaryolara ve sonuçlarına değinmek istiyorum.
Seçim Sonrası Ortodoks Politikalara Dönüş
Seçim sonrasında hangi taraf kazanırsa kazansın Ortodoks politikalara dönülmesi olasılığı daha fazla. Zaten zorunda kalınacağını düşünüyorum. Bu da nihayetinde faizin artması anlamına geliyor. Her ne kadar bu faiz artışının hızı yavaş olsa da bir faiz artışı olasılığı artıyor. İşletme sermayesi ihtiyacı olan firmalar için bu biraz daha zorlayıcı olacak tabi.
Gelelim kur tarafına. Kurlarda son dönemde bir hareketlenme mevcut. Doların uluslararası piyasalarda değerinin bir ay öncesine göre düşmesine rağmen hem de. Bu hareketliliğin seçim yaklaştıkça artmasını beklemek gerek. Ancak seçime kadar yetecek rezerv bulunacağı kanısındayım. Kurda çok yüksek bir hareket görmesek de yavaş yavaş bir artış olması daha olası. Tabii zaten ihracatçılar uzun süredir bu “sabitimsi kur”dan şikayetçiler. Maliyetleri artıyor ancak ihracat gelirlerinin TL karşılığı değişmiyor. Bir miktar onları da rahatlatmak adına yükselmesine izin verilmek isteniyor olabilir.
Ancak seçimlerden sonra hangi ittifakın kazandığından bağımsız olarak kurun artacağını söyleyebiliriz. Mevcut iktidarın devam etmesi halinde de kuru bu seviyelerde tutmanın maliyeti artacağından kur bir noktada bırakılacaktır. Millet ittifakının kazandığı durumda ise yapılan açıklamalardan zaten böyle bir müdahaleye karşı olduklarını anlıyoruz. Yani seçim sonrasında kurun artması kaçınılmaz gibi görünüyor.
Kur arttığında ise tabii ki bir miktar ithalatta- tüketim malları ithalatında- azalış olması kaçınılmaz. Ayrıca Ortodoks politikalara dönüş sonucu faiz artacağından tüketimin ve de dolayısıyla tüketim malları ithalatı azalacaktır. Kurun artması ile birlikte bir miktar ihracatın artması da beklenir ancak bu artışın da sınırlı olacağının altını çizelim.
Dış Talep
Aslında dış ticaretimizde kurlardan daha önemli bir etken var ki o da dış talep. Yapılan uygulamalı çalışmalar dış talebin ihracat performansımızda en önemli etken olduğunu gösteriyor. Şu anda ana ihracat pazarlarımız olan Avrupa ve de ABD’de faiz artırım süreci devam ediyor. 2023 yılı IMF’nin büyüme tahminleri (Ocak 2023 tahminleri) ABD için %1.4, Avrupa için %0.7, en önemli ticaret partnerimiz Almanya için ise %0.1. Tabii bu tahminlerin bankacılıkta yaşanan sıkıntılar öncesinde yapıldığını unutmayalım. ABD ve Avrupa’da bankacılık kaynaklı krizler büyüme tahminleri üzerinde önemli bir baskı unsuru oluşturuyor. Goldman Sachs’ın yayınladığı son analizde bankacılık kaynaklı kriz sonucu kredi daralmasının büyümeyi 0.4 puan aşağı çekmesi bekleniyor. Bu da özellikle Almanya ekonomisinin daralabileceği anlamına geliyor.
Diğer taraftan Asya ekonomilerinde Çin öncülüğünde yüksek bir büyüme bekleniyor. IMF 2023’te küresel büyümenin üçte birinin Çin tarafından gerçekleştirileceğini açıkladı. Çin’in 2023’te en az %5.2 büyümesi bekleniyor. Tabii Çin’deki büyüme diğer Asya ekonomilerine de yansıyor. Çin’in %1 büyümesi Asya ekonomilerinde ortalama %0.3’lük bir büyümeyi tetikliyor. Yani bu pazarlarda talep canlı olacak. Çin maalesef bizim ihracat pazarlarımız arasında 18. sırada yer alıyor. İhracatımızın içerisindeki payı %1.3.
Özetle; seçim sonrası 2023’ün ikinci yarısında dış ticaretimizde olumlu bir tablo şu an için maalesef ki yok. Kurun yükselmesi dış ticaret dengesinde bir miktar iyileşmeye yol açsa da dış talepteki yetersizlikler bizi zorlayacak. Dış ticarette çeşitlendirmeye gitmek, azalan talebi bu yükselen pazarlarla telafi etmek daha doğru olacaktır.