18 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri
Yrd. Doç. Dr. Dyt. Esin Şeker

Yrd. Doç. Dr. Dyt. Esin Şeker

02 Aralık 2024 Pazartesi

“Çocuklarda Bağışıklık Sisteminin Önemi”

“Çocuklarda Bağışıklık Sisteminin Önemi”
0

BEÄžENDÄ°M

ABONE OL

Çocuklarda bağışıklığı olumsuz etkileyen etkenler büyükler de olduğu gibidir.

  • SaÄŸlıksız, yetersiz ve dengesiz beslenme
  • Sıvı alımında azlık
  • Fiziksel aktivite azlığı
  • Kalitesiz ve yetersiz uyku
  • Stres
  • Ekonomik koÅŸullar

Çocukların beslenmesinde günlük gereksinmelerini karşılayacak protein, yağ, vitamin, mineral ve antioksidanların Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) önerileri doğrultusunda olması istenilir. Bebeklikten itibaren aylarına/yaşlarına göre alması gereken miktarları iyi bilmek ve hangi besinleri ne miktarda kullanılacağına karar vermek bir uzmanlık işidir. Diyetisyenler bunu anne-babalara öğretecek meslek sahipleridir.  ‘’Çocuğumu iyi besliyorum’’ adı altında aşırı beslenen çocuklarda ileri yaşlarda doğacak en önemli sorun obezite olabilir. Günümüzün önemli sorunlarından birisi olmanın yanı sıra pek çok hastalığa da zemin hazırlar.

İşin öbür ucu ise yetersiz beslenmektir. Bugün Dünya’nın pek çok ülkesi açlıkla mücadele ediyor. Ülkemizde yapılan bazı çalışmalar da açlık sınırında yaşayan binlerce aileyi dolayısı ile çocuğu işaret ediyor. Çocukların protein gereksinmesi erişkinlere göre daha fazladır. Protein kaynakları ise süt, yoğurt, kefir, yumurta, balık, et, tavuk ve kuru baklagillerdir. Türkiye’de son yıllarda bu besin maddelerindeki fiyat artışlarını ve asgari ücreti düşünürsek ailelerin çaresizliğini anlayabiliriz.

Çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmesi ve iyi olması sağlıklı beslenmesi ile ilişkilidir. Kalsiyum almalı ki kemikleri uzasın, sağlam dişleri olsun, Kas-sinir iletimi iyi olsun. Peki bunun için hangi besin gerekli. Süt, yoğurt, peynir ve yeşil yapraklı sebzeler. Bu besinlere ulaşıp alabilen ailelere ne mutlu. Ancak bu besinlerin içeriği, eklenen katkı maddeleri, mikrobiyolojik kirlenmesi dikkate alınırsa ne mutlu diyemeyeceğim. Tarım ve hayvancılığın yok edildiği ülkemde artık süt bulmakta zorlanacağız. Peynir yapmak hayallerimizde kalacak ya da sahte üretilmiş besinlerle çocuklarımıza daha da kötülük edeceğiz.

Geçmişte annelere, çocuklarınıza yumurta yedirin hem ucuz hem de çok kaliteli protein, demir, folik asit ve B12 vitamini kaynağı derdik. Bugün bunları söylemekten korkuyoruz. Zira artık ucuz değil, ailelerin alım gücü çok düşük ayrıca yumurtalar da istenilen kalite değil.

Çocuklarımızın sağlıklı ve dayanıklı vücutlarının olması için demir, çinko, A ve C vitaminlerinden zengin besinleri tüketmesini isteriz.  Haftada 2-3 kez balık tüketmesini önerebiliriz ancak bu kadar kirli denizlerden tutulan balık ne kadar sağlıklı olabilir? Ağır metaller taşıyan balık ve deniz ürünlerinden, antibiyotik, hormon enjekte edilmiş çiftlik balıklarından ne bekleyebiliriz. Evet, yanlış duymadınız, balık ve deniz ürünlerinin acıklı hali bu, fiyatları ise el yakıyor. Kuzey ülkelerinden gelen donmuş balıkların tüketimi ve kalitesi ise ayrı bir tartışma konusu olabilir.

Demirden zengin besinler biliyorsunuz yumurta ve kırmızı et grubudur. Çinko için de deniz ürünlerini hayatınızda olması gerekiyor. Hayvancılığı bitirilmiş bir ülkede bu besinler ulaşmak kolay mı?

D vitamini için bedava diyeceğim, güneş ışığından faydalanmak yeterli olabilir ama delinmiş ozon tabakası ve tehlikelerini de göz ardı edemeyiz

Çocukların beslenmesinde kahvaltı büyüklerin gereksinmesinden daha da önemlidir. Kahvaltıda yumurta, ekmek, peynir, zeytin sebze mutlaka olsun diyeceğim ama çocuğuna kahvaltı koyamayan binlerce aileye bunu söylemek ne kadar zor.

Çocuğun beslenmesi okuldaki başarısı artıracaktır. Yapılan araştırmalarda, YÖK’ün son üniversite sınavlarındaki öğrencilerin başarısızlığı öğretim ve eğitim sisteminin kötülüğünü gösteriyor. Buna tamamen katılıyorum ama bebeklikten itibaren kötü beslenen gençlerin bu durumuna hiç bakılmıyor. Çocuklarda büyüme ve gelişme son yıllarda ülke standartlarının altına düştüğü saptanmış. Öğrenmesi, algılaması, çalışması, üretmesi kötü bir kuşak geliyor. Bu düzeltilmesi çok uzun sürecek ve bir o kadar da zor bir toplumsal sorun demektir.

Çocuğun zekâ gelişimi, başarılı olması, hastalanmadan yaşayabilmesi bir tesadüf değildir. Bunun için beslenmeyi çok önemsiyoruz. Beslenmenin insan haklarının en önemli bileşeni olduğunu biliyoruz. Dünyadaki adaletsiz paylaşım ile her gün açlığa ve susuzluğa doğru dolu dizgin gidiliyor.

Ülkemin ve Dünya’nın, bedensel, ruhsal ve zihinsel gücü yüksek olan gelecek kuşağa her zamankinden fazla ihtiyacı var.