18 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
02 Aralık 2024 Pazartesi
Gümrükten Eşya İthalatında TSE Sonucunu Etkileyecek İşlemler
Ortadoğu'da bahar yaşanacak mı?
Rusya'nın saldırısı meşru mu?
Merkez Bankası'nın Faiz Kararı Ne Olacak?
Gıda atıklarından gübre nasıl üretiliyor?
Enflasyon %20’li Düzeylere İner mi?
Otizmli çocuklarda, beslenme sorunlarının çok görülmesinin nedenleri çeşitli olabilmektedir. Besin seçiciliği ve intoleransı, sosyal uyum sorunları, yeni besin denemekten korkma ve motor becerilerindeki yetersizlik önemli nedenlerdir.
Yapılan araştırmalar otizmli çocukların, sağlıklı çocuklara göre daha fazla oranda besini reddettikleri ve daha az besin çeşidi tükettiklerini belirtilmektedir. Tek çeşit besinin çok sık tüketilmesi ise otizmli çocuklarda besin ögesi yetersizliklerinin daha yüksek görülmesine neden olmaktadır.
Gastrointestinal bozukluklar, otizme eşlik eden sorunların arasında yer alır. Sürekli kabızlık, ishal, kusma, karında şişlik ve ağrı gibi beslenmeyle ilişkili sorunlar sıklıkla görülür. Bu sorunlar ise çocuklarda sinirlilik, kendine zarar verme ve saldırma gibi davranışların ortaya çıkmasını tetikler.
Obezite ve Otizm
Yapılan araştırmalar otizmli çocuklarda sağlıklı yaşıtlarına göre vücut ağırlığı artışı ve obezite görülme sıklığının daha yüksek olduğunu ve risk etmenlerinin arttığını göstermiştir. Bu risk etmenler:
Otizmli çocukların, yutma, çiğneme, dillerini hareket ettirme hareketlerinin farklı olduğu bilinmektedir. Bu farklılıklar otistik çocuğun yeme güçlüğü yaşamalarına ve sınırlı çeşitlilikte yiyecek tüketmelerine neden olmaktadır. Ek olarak bağırsaklarının aşırı geçirgen olması pek çok vitamin ve mineral eksikliğini de oluşturmaktadır.
Bu bağlamda otistik çocuğun beslenme tedavisinde doğru yaklaşımın bulunmasından söz edilmelidir. Beslenme tedavisinin hedefi, yetersizliği besin ögelerinin yerine konulması ve eşlik eden hastalıkların tedavisine yönelik olmalıdır.
Otizmde hangi özel diyetler kullanılmalıdır?
Uygulanan tıbbi beslenme tedavi yaklaşımları çeşitlidir.
Glutensiz-Kazeinsiz Diyet
Glutensiz diyet, çölyak hastalığında iyi bir tedavi yöntemi olduğu gibi otizmli bireylerde de etkili olmaktadır. Süt proteini olan kazeinin de (tüm süt ve süt ürünlerinin, peynir, yoğurt, ayran vb.) otizmli çocukların diyetinden çıkarılmasının etkili olacağı bildirilmektedir.
Tahıllardaki protein olan glutenin ve süt proteini kazeinin bulunduğu yiyeceklerin tam olarak sindirilememesi sonucunda “opioid peptitlerin” oluştuğu ve otizm’e bağlı semptomları arttıracağı hipotezi ortaya atılmıştır. Opioidler sinir sisteminin işlevini etkileyen kimyasal bileşiklerin bir grubudur. Normalde sindirim sistemi görevini yerine getirirken proteinlerin yapısındaki peptitler parçalanır. Eğer bu parçalanma tam olmazsa opioid peptitler oluşmaktadır.
Bu durumda opioid peptitlerin bağırsaktan geçişine izin verilmekte ve bağırsak geçirgenliği artmaktadır. Bağırsak geçirgenliğinin artması ile opioid peptitler kan dolaşımına sızarak kan-beyin bariyerine geçmektedir. Bu durum merkezi sinir sisteminin işleyişinde bozulmalara neden olabilmektedir. Glutensiz-kazeinsiz diyet, bu proteinleri içeren besinlerin diyetten çıkarılması esasına dayanmaktadır.
Glüten ve kazein içeren besinlerin diyette azaltılması ile otistik davranışlarda iyileşmeler olabileceği öngörülmüştür. Diyetin iletişim, dikkat, motor beceriler, öğrenmeye yanıt, kaygı, uyku düzeni ve sinir atakları üzerinde olumlu gelişmeler sağladığı, glutenin diyete yeniden eklenmesi ile dil ve iletişim becerilerinin kötüye gittiği, saldırganlık hali ve hiperaktivitenin arttığı görülmüştür.
Yapılan çalışmaların sonuçlarına göre, glutensiz-kazeinsiz diyet uygulaması otizmli çocukların normal diyet uygulayan otizmli çocuklara göre sindirim sistemi semptomlarında, yiyecek alerjilerinde, yiyeceğe karşı duyarlılıklarında azalma ve psikolojik, sosyal davranışlarında iyileşmeler olduğu bildirilmiştir.
Bu şekilde beslenmenin de belirli sakıncaları vardır. Besin kısıtlamaları sonucunda besin ögesi yetersizlikleri görülebilmektedir.
Epilepsi ise, düşük bilişsel yetenek, zayıf dil işlevi ve şiddetli otizm semptomları ile ilişkilendirilmektedir. Otizmli çocukların %10-15 de epilepsi hastalığı görülmektedir. Epileptik nöbetlerin sayısını ve şiddetini azaltmak için bir tedavi yöntemi olarak tanımlanan ketojenik diyetin zihinsel davranışlar ve hiperaktivite için olumlu etki yaptığı saptanmıştır.
Uzun zincirli trigliserid diyeti olarak da bilinen ketojenik diyette enerjinin büyük bir kısmı yağlardan gelir ve bu tüketilen yağları vücut enerji için kullanmaya zorlanır. Bu diyette protein günlük gereksinimin minimum kısmını oluştururken karbonhidratlar ciddi şekilde sınırlandırılmaktadır.
Özel Karbonhidrat Diyeti
Diyette glisemik indeksi düşük olan karbonhidratlar kısıtlanırken rafine edilmiş karbonhidratlar tamamen çıkarılmaktadır. Bu diyetin amacı, bağırsaklarda hastalık yapan bakterileri besleyen karbonhidrat türlerini kısıtlamak ve böylece hasar görmüş bağırsak duvarını iyileştirmektir.
Diyette fermente besinlerin, ev yapımı yoğurdun ve probiyotiklerin kullanımı önerilmektedir. Özel karbonhidrat diyeti nişastaları yasaklar ve daha fazla et, tavuk, balık, yumurta, orta derecede taze sebze, taze ve kuru meyve ile kuruyemişler kullanılır.
Feingold Diyeti
Birçok koruyucu ve katkı maddesinin içinde yer alan kimyasal olarak üretilen fenol ve salisilatların kısıtlandığı diyete verilen addır. Renklendirici ve koruyucuların ise çocuklarda hiperaktiviteye neden olduğu bilinmektedir
Otistik çocukların diyetinden, renklendirici ve koruyucu içeren besinlerin veya domates gibi doğal salisilat içeren besinlerin çıkarılması hastalığın semptomları üzerinde olumlu etkiler göstermektedir.
Kandida Vücut Ekoloji Diyeti
Candida albicans, maya benzeri bir mantar olup, özellikle bağışıklığı baskılanmış bireylerde enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Candida Albicans’ın aşırı artışı, otizmli çocuklarda görülen konsantrasyon bozukluğu, saldırganlık ve hiperaktif davranışlar gibi sorunlar ile ilişkilendirilmiştir.
Kandida Vücut Ekoloji diyeti, candidanın aşırı büyümesini engelleyerek bağırsağın sağlığını desteklemek ve asit/baz dengesini sağlamak için düşük asit oluşturan besinleri, düşük miktarda ya da hiç şeker içermeyen besinleri ve fermente besinleri önermektedir. Glutensiz olmasına karşın diyette pirinç, mısır ve soya bulunmamaktadır.
Elimine Alerji Diyetleri
Otizmli çocukların çoğunda sindirim ve bağışıklık sistemindeki anormallikler nedeniyle besin hassasiyeti mevcuttur. Eğer çocukta herhangi bir besin alerjisi veya intoleransı olduğu düşünülüyorsa şüphelenilen besinin iki haftalığına çıkartılması ve aynı besinin diyete tekrar eklenerek alerjik semptomların meydana gelip gelmediğinin gözlenmesi gerekmektedir.
Alerjik besinlerin diyetten çıkarılmasının bazı çocuklarda sindirim sistemi, davranış ve dikkatin iyileştirilmesine katkı sağladığı bildirilmektedir. Diyetten çıkarılacak besinler arasında süt, buğday, soya, yumurta, yerfıstığı, fındık, balık ve kabuklu deniz ürünleri bulunmaktadır.