18 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
31 Ocak 2023 Salı
Gümrükten Eşya İthalatında TSE Sonucunu Etkileyecek İşlemler
Ortadoğu'da bahar yaşanacak mı?
Rusya'nın saldırısı meşru mu?
Merkez Bankası'nın Faiz Kararı Ne Olacak?
Gıda atıklarından gübre nasıl üretiliyor?
Enflasyon %20’li Düzeylere İner mi?
Temmuz ayı enflasyon rakamları açıklandı. Buna göre TÜFE aylık %1.80 (beklenti %1.57’ydi) yıllık %18.95 (beklenti %18.60’dı) olarak gerçekleşti. ÜFE ise aylık %2.46 (beklenti %1.50’ydi) yıllık ise %44.92’lik (beklenti %43.60’dı) bir artış gösterdi. Bu rakamlara göre TÜFE Nisan 2019 sonrası en yüksek rakama ulaşmış durumda. Hatta öyle ki 2003 yılından bu yana en yüksek Temmuz ayı TÜFE oranı ile tanışmış olduk. Emtia fiyatları ve kur artışı kaynaklı ÜFE’deki zirve ise hala devam ediyor. Sizin anlayacağınız enflasyon Ekim 2020’den bu yana hızla artmaya devam ediyor.
Hatırlayacak olursak TCMB 2. enflasyon raporunda Nisan ayında enflasyonda zirvenin görüleceğini ardından enflasyonun düşmeye başlayacağını beklediklerini dile getirmişti. O dönemdeki yazılarımda enflasyonla ilgili var olan riskler nedeniyle bu senaryonun çok mümkün olmadığını dile getirmiştim. Haliyle son açıklanan rakamlar da TCMB’nin bu senaryosunu bir kez daha geçersiz kılmış oldu.
Şimdi ise TCMB bu kez Ağustos ayından itibaren enflasyonda düşme bekliyor. Ben yine bu konuda oldukça karamsarım ve enflasyonda en erken Ekim ya da Kasım’dan önce bir düşme beklemiyorum. Neden mi? Çünkü enflasyon ile ilgili hala yukarı yönlü riskler olduğunu düşünüyorum. İlki pandemi öncesinde artmaya başlayan ve pandemi ile daha da artan emtia fiyatları var. Yine emtia fiyatları gibi tüm dünyada yaşanan tedarik zincirindeki aksamalar da maliyet kanalı ile enflasyonu artıran önemli unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. TÜFE’deki artışa baktığımızda gıda fiyatlarındaki artış oldukça dikkat çekici. Önümüzdeki dönemde kuraklık nedeniyle gıda fiyatlarında artışın devam edeceği kesin. Bildiğimiz gibi bizde kurun enflasyona geçişkenliği de hayli yüksek. Kurun önümüzdeki dönemde yükseliş ivmesinde olacağı hâkim beklentisinden dolayı enflasyonu yukarı çeken önemli bir etken olmaya devam edeceğini düşünüyorum. Ayrıca ülkemizde katılaşmaya başlayan yüksek enflasyon nedeniyle enflasyon beklentilerinin de bir hayli yüksek olduğunu görüyoruz. Haliyle enflasyonun önemli kaynaklarından biri olan bu yüksek enflasyon beklentilerinin de enflasyonu yukarı çekmeye devam edeceğini düşünüyorum. Son olarak normalleşme ile birlikte talepte yaşanan artışlarında enflasyonu artıracağını da atlamamak gerek.
Yine bu ayki rakamları incelediğimizde ÜFE-TÜFE makasının yaklaşık olarak %26’ya çıktığını görüyoruz. Geçtiğimiz haftalarda başkan Kavcıoğlu bu makasın büyük oranda TÜFE’ye yansıdığını dile getirmesi üzerine son bir haftadır bu konu bir hayli tartışılır oldu. Ben söz konusu makasın özellikle talep koşullarındaki yetersizlik nedeniyle büyük oranda TÜFE’ye hala yansımadığını düşünüyorum. Bu nedenle enflasyonun sırf bu nedenle bile artmaya devam edeceğini düşünüyorum.
Her ne kadar enflasyon için yukarıda anlattığım riskler TCMB için “geçici” olarak görülse de bundan böyle TCMB’nin işinin eskisinden daha zor olduğu kesin. İlk olarak TCMB’nin 3. enflasyon raporunda revize ettiği %14.1’lik 2021 yıl sonu enflasyon tahminin yine ve yeniden fazlaca iyimser olduğu son açıklanan enflasyon rakamları gün yüzüne çıkmış oldu. Daha önce de belirttiğim gibi hem dış hem de iç riskler dikkate alındığında sene sonunda en iyi ihtimalle %16 civarında bir enflasyon bizleri bekliyor gibi görünüyor.
Şimdi gözler bu hafta yani 12 Ağustos’ta yapılacak TCMB PPK faiz kararına çevrilmiş durumda. Hatırlayacağımız üzere piyasada Temmuz ya da Ağustos ayında TCMB’nin faiz indireceğine dair söylemler vardı. TCMB Temmuz’da faiz indirmeyince ve enflasyonda beklenti üstü gelince Ağustos ayı faiz kararının ne olacağı çok daha önemli hale geldi. Çünkü enflasyon %18.95 gelince politika faizi de %19 olunca faizle enflasyonun başa baş olduğu noktaya (aradaki fark şu an sadece %0.05) gelmiş olduk. TCMB hemen hemen her fırsatta “politika faizinin enflasyonun üzerinde belirleneceği” teminatını verdiği için piyasa bu ay ve hatta özellikle önümüzdeki ay TCMB’den bir faiz artışı beklemeye başladı bile. Sizin anlayacağınız durum bir hayli kritik. Eğer bu hafta TCMB faiz indirirse piyasa bir hayli karışır ve kur oldukça hareketlenir diye düşünüyorum. Çünkü reel faizin sıfırlandığı bir ortamda faiz indirmenin doğru bir karar olmayacağı kanısındayım. Ben bu ay TCMB’nin yine politika faizini %19 düzeyinde sabit bırakacağını düşünüyorum. TCMB’nin en erken senenin son iki ayında enflasyonda hatrı sayılır bir düşme görülmesi durumunda faiz indirme hakkını kullanacağını düşünüyorum. Sözün özü son açıklanan enflasyon rakamlarından sonra TCMB’nin hareket alanı bir hayli daraldı.