18 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
31 Ocak 2023 Salı
Gümrükten Eşya İthalatında TSE Sonucunu Etkileyecek İşlemler
Ortadoğu'da bahar yaşanacak mı?
Rusya'nın saldırısı meşru mu?
Merkez Bankası'nın Faiz Kararı Ne Olacak?
Gıda atıklarından gübre nasıl üretiliyor?
Enflasyon %20’li Düzeylere İner mi?
Merkez Bankası bu ayki PPK toplantısında “sürpriz yaparak” politika faizini 100 baz puan azaltıp %19’dan %18’ e indirdi. Sürpriz yaparak dedim çünkü bu ayki toplantıda hâkim beklenti faizlerin sabit tutulacağı yönündeydi. Ama “büyük sürpriz” yaparak demedim çünkü geçtiğimiz günlerde başkan Şahap Kavcıoğlu’nun manşet enflasyon yerine çekirdek enflasyon vurgusu bazı piyasa oyuncularında çoktan faiz indirimi gelecek beklentisine neden olmuştu zaten. Buna rağmen en fazla 50 baz puanlık bir indirim gelir beklentisi vardı, yani 100 baz puanlık indirimi kimse beklemiyordu aslında.
Faiz kararını piyasalar nasıl karşıladı gelin ona bir bakalım.
Karar piyasada oldukça olumsuz ve rasyonellikten uzak olarak karşılandı. Sebebi ise ilk olarak TCMB’nin bu ayki faiz karar metnine baktığımızda beklenildiği gibi çekirdek enflasyona vurgu yaptığını görüyoruz. Oysa çekirdek enflasyon her ne kadar düşme eğilimine girmiş olsa da manşet enflasyon bir hayli yüksek. Ve anlaşılan o ki gıda fiyatları, enerji fiyatları ve aynı zamanda yüksek ÜFE-TÜFE makası ve hatta yükselen kur ile yüksek kalmaya devam edecek. Haliyle bizim gibi yüksek enflasyona sahip bir ülkede para politikası uygulamalarında manşet enflasyon yerine çekirdek enflasyonu baz almak çok rasyonel değil. Çünkü halkın asıl alım gücünü etkileyen manşet enflasyon. Bu nedenle politika faizinin manşet enflasyonun altında olması ekonomiye zarar verecektir. Bu durum en azından kur artışını tetikleyerek döviz kuru geçişkenliği sayesinde enflasyonun yeniden artmasına neden olacaktır.
Faiz indirim kararının doğru olmamasının ikinci nedeni de dünya adım adım sıkılaşmaya doğru giderken bizim sıkı duruştan vazgeçmemizin de çok rasyonel olmaması. Hatırlayacak olursak TCMB faiz kararından bir gün önce FED’in Eylül ayı faiz ve tapering kararı vardı. Bu toplantıda FED’in ne diyeceği çok önemliydi. Powell her ne kadar tapering başlama tarihine ilişkin kesin bir tarih vermese de “şartlar elverişli olursa bir an evvel taperinge başlayacağız ve 2022 ortalarında da bitirmeyi planlıyoruz” minvalinde eskisine göre daha şahin bir konuşma yaptı. Eğer Ekim’in ilk Cuma’sı açıklanacak istihdam piyasası göstergeleri güçlü gelirse FED’in Kasım’da tapering takvimi açıklayıp Aralık’ta da azaltıma başlaması hayli yüksek bir olasılık. Yine şu anlaşıldı ki FED’den faiz artırımları da beklenenden daha önce gelecek. İşte böylesine bir dış konjontür varken yani güçlenen dolar ve yükselen ABD 10 yıllık tahvil faizleri ile biz de gevşek para politikasına geçilmesi ülkeden para çıkışlarını daha da artırarak borsaya sert satışlar getirmesinin yanı sıra kuru da yükseltecektir.
Ki öyle de oldu. Faiz indirim kararı sonrası bankacılık hisselerindeki sert satışlarla birlikte BİST-100’de satış dalgası başladı. Hele ki kur faiz indirim kararının hemen ardından 8.80 tarihi rekorunu tazelemekle kalmayıp yeni tarihi zirvesi 8.89’u çoktan test etti bile. Yazının kaleme alındığı sırada da 8.88 düzeyinden işlem görüyordu.
Önümüzdeki döneme bakıldığında kurda yeni tarihi zirveler görmemiz bir hayli olası. İlk olarak anlaşılan o ki TCMB bundan sonraki süreçte faiz indirmeye devam edecek. Ve sonrasında yakın bir zamanda ki bana göre Aralık’ta FED taperinge başlayacak. Bu gelişmelerle kurda yeni hedefin 9’lu seviyeler olma ihtimali oldukça yüksek. Kurda düşüşler kısa süreli geri çekilmelerle mümkün olacak gibi. Bana kalırsa bu geri çekilmeler alım fırsatı olarak değerlendirilecektir. O halde şimdiden hoş geldin dolarizasyon diyorum.