15 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
07 Temmuz 2023 Cuma
Gümrükten Eşya İthalatında TSE Sonucunu Etkileyecek İşlemler
"Ekim ayını çıkarabilirsem bile Kasım ayını çıkarabileceğimi hiç sanmıyorum!.."
Rusya'nın saldırısı meşru mu?
Merkez Bankası'nın Faiz Kararı Ne Olacak?
Protein ne zaman zararlı olur?
Enflasyon %20’li Düzeylere İner mi?
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (RKHK) 13.12.1994 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmişti. İş bu Kanun’daki son değişiklik, 16.6.2020 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapıldı. Ülkemiz ve dünya piyasalarında meydana gelen ekonomik ve teknolojik gelişmeler RKHK’nın bazı maddelerinde değişiklik yapılmasını gerekli kılmıştır. Bunun haricinde, mehaz Avrupa Birliği rekabet hukukunda yaşanan önemli gelişmeler ile rekabet hukuku mevzuatında yapılan köklü değişikliklere paralel olarak çağdaş bir rekabet hukuku mevzuatı oluşturulabilmesi ve Avrupa Birliği’ne üyelik çalışmaları açısından RKHK’da yapılan son değişiklik önem arz etmektedir. Söz konusu Kanun’da yapılan başlıca değişiklikler aşağıdaki gibidir:
1-) Kanun’da yapılan ilk değişiklik muafiyet rejimine ilişkindir. RKHK m. 5/1: ‘Aşağıda belirtilen şartların tamamının varlığı halinde, teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararları 4’üncü madde hükümlerinin uygulanmasından muaftır’ şeklinde değiştirilmiştir. Aynı maddenin 2’inci fıkrasına: ‘İlgili teşebbüs veya teşebbüs birlikleri, 4 üncü madde kapsamındaki anlaşma, uyumlu eylem veya teşebbüs birliği kararının muafiyet şartlarını taşıdığının Kurul tarafından tespit edilmesi amacıyla Kuruma başvuruda bulunabilir.’ hükmü eklenmiştir.
RKHK m. 5’te yapılan iş bu değişiklikler ile, Avrupa Birliği uygulamalarında 2003 senesinden bu yana geçerli olan ‘kendi kendine değerlendirme’ rejimine geçilmiştir. Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un gerekçesine göre, kendi kendine değerlendirme rejiminde, teşebbüsler öncelikle ilgili anlaşmalar için yayımlanan grup muafiyeti düzenlemelerinden yararlanıp yararlanmadığını, bunlardan yararlanamadığı durumda da muafiyet hükümlerinin uygulanmasına ilişkin şartların sağlanıp sağlanmadığını kendi kendilerine değerlendirebilecektir. Nitekim 2005 senesinde RKHK m. 10’da yapılan değişiklik ile teşebbüsler arası anlaşmalar için bildirim zorunluluğu kaldırılmıştı. Buna göre RKHK’da yapılan son değişiklik ile madde lafzındaki hukuki belirliliği arttırmak ve kendi kendine değerlendirme yöntemini netleştirmek amaçlanmıştır. RKHK m. 5’e eklenen ikinci fıkra ile, teşebbüslerin Rekabet Kurumu’na muafiyet hususunda isteğe bağlı bağlı olarak başvurma hakları da korunmuştur.
2-) Kanunda yapılan ikinci değişiklik birleşme ve devralmalara ilişkindir. RKHK m. 7 birinci fıkrasında yer alan ‘veya hâkim durumlarını daha da güçlendirmeye yönelik olarak’ ifadesi ‘ya da mevcut bir hâkim durumun güçlendirilmesi olmak üzere’ ifadesi ile değiştirilmiştir. Bu değişiklikteki amaç Avrupa Birliği Hukukunda uygulanan “etkin rekabetin önemli ölçüde azaltılması” testinin uygulanmaya başlanılmasıdır. Bu uygulama ile, geçmiş dönem tecrübelerinden de yararlanılması neticesinde, birleşme veya devralma işlemleri sonucunda ortaya çıkabilecek olan tek taraflı etkilerin ve işbirliği etkilerinin daha sağlıklı değerlendirilebilmesinin mümkün olabileceği öngörülmüştür.
3-) Kanunda yapılan bir diğer değişiklik ise ‘ihale son verme’ başlıklı 9’uncu maddenin birinci fıkrasına ilişkindir. Yapılan değişiklik ile madde hükmünün yeni hali: ‘Kurul; ihbar, şikâyet ya da Bakanlığın talebi üzerine veya resen bu Kanunun 4 üncü, 6 ncı veya 7 nci maddelerinin ihlal edildiğini tespit ederse, ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine rekabetin tesisi için yerine getirilmesi ya da kaçınılması gereken davranışları ve teşebbüslerin belirli faaliyetlerini yahut ortaklık paylarını ya da mal varlıklarını devretmeleri şeklindeki yapısal tedbirleri nihai kararında bildirir. Davranışsal ve yapısal tedbirler, ihlalle orantılı ve ihlalin etkili biçimde sona erdirilmesi için gerekli olmalıdır. Yapısal tedbirlere ancak daha önce getirilen davranışsal tedbirlerin sonuç vermediği hallerde başvurulur. Davranışsal tedbirlerin sonuç vermediğinin nihai kararla tespit edilmesi halinde ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine yapısal tedbire uyması için en az 6 ay süre verilir.’ şeklindedir.
İş bu değişiklik ile, Rekabet Kurulunun nihai kararlarında yapısal tedbirler getirebileceği hususu açıkça belirtilerek, rekabet ihlalleriyle etkili mücadele bakımından Kurulun sahip olduğu araçlara önemli bir ilave yapılmıştır. Ayrıca bu değişiklik ile yapısal tedbirlerin, ancak daha önce getirilen davranışsal tedbirlerin sonuç vermediği hallerde başvurulabilecek istisnai bir yetki tanıdığı hüküm altına alınarak, teşebbüslere hukuki güvence de tanınmıştır.
4-) Kanunun 15’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yapılan değişiklik: ‘Defterlerini, fiziki ve elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan her türlü verilerini ve belgelerini inceleyebilir, bunların kopyalarını ve fiziki örneklerini alabilir’ şeklinedir.
İş bu değişiklik ile özellikle kartellerin ortaya çıkarılmasında hayati önemi haiz olan yerinde inceleme yetkisinin kapsamı daha da belirginleştirilmiştir. Bu anlamda, yerinde incelemelerde; defterlerin, fiziki ve elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan verilerin ve belgelerin incelenebilmesi, bunların kopyalarının ve çıktılarının alınabilmesi yetkisi daha da açıklığa kavuşturulmuştur.
5-) Kanunda yapılan bir diğer önemli değişiklik ise 41’inci maddeye ikinci fıkranın eklenmesi şeklindedir. 41’inci maddesinin ikinci fıkrası: ‘Kurul; pazar payı ve ciro gibi ölçütleri esas alarak rakipler arasında fiyat tespiti, bölge veya müşteri paylaşımı ve arz miktarının kısıtlanması gibi açık ve ağır ihlaller hariç olmak üzere, piyasada rekabeti kayda değer ölçüde kısıtlamayan anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği karar ve eylemlerini soruşturma konusu yapmayabilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından çıkarılan tebliğ ile belirlenir.’ şeklindedir.
Gerekçeye göre, 2005-2019 yılları arası Avrupa Birliği İlerleme Raporları Rekabet Politikası Faslında, piyasada rekabeti kayda değer ölçüde kısıtlamayan uygulamalara ilişkin Avrupa Birliği mevzuatına uyum sağlanması beklendiği ifade edilmektedir. Bu kapsamda Avrupa Birliği mevzuatı dikkate alınarak yapılan bu düzenlemeyle; rakipler arasında fiyat tespiti, bölge veya müşteri paylaşımı ve arz miktarının kısıtlanması gibi ihlaller hariç olmak üzere, Kurulca belirlenecek pazar payı ve ciro gibi eşikleri aşmayan anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararlarının soruşturma konusu yapılmaması öngörülmektedir. Böylece Kurum kaynaklarının öncelikli olarak daha önemli ihlallere yönlendirilmesi mümkün olacaktır. Diğer yandan, fıkranın uygulanmasına yönelik nesnel ölçütlerin Kurul tarafından çıkarılacak tebliğ ile belirlenmesi öngörülmektedir.
6-) ‘Soruşturmaya Başlanılması, Taahhüt ve Uzlaşma’ başlıklı 43’üncü maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve üçüncü fıkrası değiştirilmiş ve maddeye altı adet ek fıkra eklenmiştir. İş değişikliklerin ve eklemelerin amacı, mehaz Avrupa Birliği mevzuatında yer alan taahhüt müessesesi, Türk Rekabet Hukuku mevzuatına ve uygulamasına kazandırılmaktadır. Kanunun 4’üncü veya 6’ncı maddeleri kapsamında ortaya çıkan rekabet kaygılarının giderilmesinin ilgili teşebbüs veya teşebbüs birlikleri tarafından taahhüt edildiği ve bu taahhütlerin yeterliliği ve zamanlaması dikkate alınarak Kurulca kabul edildiği durumlarda, taahhütte bulunan teşebbüs veya teşebbüs birlikleri hakkında soruşturma açılmayabileceği ya da yürütülen soruşturmaların sona erdirilebileceği düzenlenmiştir. Taahhüt yoluyla, ihlal niteliğinin resmî bir kararla tespiti ayrıntılı bir inceleme ve soruşturma süreci gerektirebilecek türde anlaşma, karar ve uygulamaların çok daha kısa sürede ortadan kaldırılması mümkün olabilecektir. Böylece, ortaya çıkabilecek zararların büyümesi önlenirken, kamu kaynakları daha etkin bir şekilde kullanılabilecektir.
Ayrıca bu madde ile; Avrupa Birliği mevzuatında ve birçok ülke uygulamasında da yer alan uzlaşma müessesesinin Türk Rekabet Hukuku mevzuatına kazandırılması öngörülmektedir. Böylelikle, hem soruşturma sürecinin kısaltılarak hızlı bir şekilde sonuçlandırılması hem de bunlara ilişkin dava süreçlerinin neden olacağı kamusal maliyetlerin azaltılması amaçlanmaktadır.
7-) Diğer Değişiklikler
RKHK m. 45’te süreler bakımından değişiklik yapılmıştır. Buna göre, soruşturma heyetinin haklı gerekçelerinin bulunması halinde soruşturmalarda hazırladıkları ek yazılı görüşleri, 15 gün yerine 30 günde hazırlamalarına imkan tanınmaktadır. Teşebbüsler için geçerli olan savunma sürelerine yönelik 30 günlük ek süre hakkı ise korunmaktadır.
Son önemli değişiklik ise Rekabet Kurumu’nun idari yapısına ilişkindir. Başkan yardımcılığı sayısı ikiden üçe çıkarılmış, Rekabet Kurumu’nun personel sayısı yaklaşık iki kat arttırılmış, bunlara ek olarak da rekabet uzmanlığı için öngörülen uzmanlık tezi yükümlülüğü de kaldırılmıştır.