22 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
16 Kasım 2021 Salı
Gümrükten Eşya İthalatında TSE Sonucunu Etkileyecek İşlemler
"Ekim ayını çıkarabilirsem bile Kasım ayını çıkarabileceğimi hiç sanmıyorum!.."
Rusya'nın saldırısı meşru mu?
Merkez Bankası'nın Faiz Kararı Ne Olacak?
Protein ne zaman zararlı olur?
Enflasyon %20’li Düzeylere İner mi?
İnsanlar türlü işlerde emek sarf ederek çalışırlar ve bu emeklerinin karşılığında maddi bir geçim kaynağı sağlamış olurlar. Bu geçim kaynağı herkesin bildiği üzere para. Söylediğimiz gibi para genel anlamda bir emek karşılığında elde ediliyor.
Gün geçtikçe de hayatın daha çok merkezi haline geliyor. Bunun sebebi gerek geçimin git gide özellikle ülkemiz özelinde zorlaşıyor olması gerekse de gün geçtikçe gelişen dünyanın yeni ortaya çıkan akımları olarak görülebilir. Her gün yeni telefonlar ve bilgisayarlar üretiliyor, evinize alabileceğiniz türlü dekorasyon malzemeleri önümüze çıkıyor, yani ana ihtiyaçlarımızdan tutun gereksiz olarak sayabileceğimiz her şey gözlerimizin önünde ilerliyor. Önümüze çıkıyor, ilerliyor gibi kelimeler kullanıyoruz çünkü bu durum artık bir nevi para harcatma organizasyonu gibi ilerliyor. Defalarca bahsettiğimiz dijitalleşmenin bir meyvesi olarak akıllı telefonlar sayesinde sosyal medya platformları her gün saatlerce vakit geçirdiğimiz mecralar. Bunlarda geçirdiğimiz vakit süresince türlü reklamlara maruz kalarak aslında bir nevi tüketim çılgınlığına sürükleniyoruz. Örneğin sırf can sıkıntısından gezdiğiniz sosyal medya hesabımızda bir online market alışverişi sitesinin ‘’indirim’’ reklamına denk geliyoruz ve bu reklam bizi bir şeyler yemeye itiyor. Hemen girip ürünleri inceliyoruz, minimum sepet tutarına tutturmak için aslında hiç ihtiyaç olmayan şeyler de sepete ekliyoruz ve tebrikler! Birkaç dakika önce fikri bile aklınızda olmamasına rağmen belki de bir günlük kazancınızı orada harcamış bulunuyorsunuz. Yalnızca market değil bunun örnekleri say say bitmez elbette, sizler ne anlatmak istediğimi anlıyor hatta satırları okurken buna benzer yaşadığınız bir durumu aklınızdan geçiriyorsunuz. Şimdi bu ve bunun gibi durumların sonucu nereye getirdiğine ve konumuzla ilgisine biraz değinelim.
Az önce söylemiştik ‘’belki de bir günlük kazancınızı orada harcamış bulunuyorsunuz’’ diye.
Şimdi bir yandan bu durum artış göstermekte yani harcama yapabileceğiniz alanlar git gide genişlemekte ve sizin de bunlara fazlaca maruz kalıyorsunuz. Diğer yandan ise geçim sıkıntısı gözden kaçamayacak kadar ortada. Bütün bunlar bir araya geldiğinde ise sebebi ne olursa olsun ortaya gelir-gider dengesizliği çıkıyor. Şimdi toparlayalım ve elimizde neler var bir göz atalım. Emek sarf ediyor ve karşılığında belli bir miktar para kazanıyoruz, bu kazancımız ile de hayatımızı geçirmek zorlaşıyor ve buna ek olarak harcama alışkanlıklarımızı olumsuz etkileyen saymakla bitmeyecek unsur var. Çalışırken kimisi bedenen, kimisi ruhen yoruluyor, sinir, stres vb. birçok yük taşıyoruz. Hal böyle olunca insanlar hem daha az emek sarf ederek para kazanmayı hem de harcama alışkanlıkları için bir ek gelir kaynağı elde etmeyi istiyor. Bunların hiçbirini yaşamıyorsanız bile fazla mal göz çıkarmaz değil mi? Bu düşünce ister istemez akıllarımızdan geçiyor. Bahsetmeye çalıştığımız ve tam olarak da her insanı cezbeden durum işte asıl konumuz oluyor, yani sözde ‘’yatırım’’ yapmak. İnsanları emeksiz para kazanma yöntemiyle cezbeden, gerek ek gelir kaynağı gerekse hayatı yaşamayı kolaylaştırması açısından çok dikkat çeken bir konu. Geçmiş nesiller için yatırım yapmak bir ev alıp kiraya vermek veya arsa alıp yıllar sonra değerlendirmek  hiç olmadı parayı altına, dövize çevirmekten geçerdi. Artık devir değişti ve insanlar yatırımlarını gerek hisse senedi gerekse yeni nesil kripto paralara yapmak istiyor. İşte konumuzun en can alıcı noktası bu. İnsanlar bunu yapmak istiyor fakat aralarında bilinçli/bilinçsiz ayrımı yapmak gerekirse eğer bilinçsiz olanların sayısı bir hayli fazla çünkü kişiler bu yatırım araçlarına kulaktan dolma bilgilerle geçiş yapıyor. Tamam bir şekilde duydunuz ve geçmek istediniz fakat sonrasında biraz olsun bilinçlenmeyi düşünmez misiniz? Ne yazık ki sorunun cevabı piyasadan az çok gördüğümüz üzere hayır.
O yüzden bahsederken sözde ‘’yatırım’’ olarak adlandırdık söz konusu durumu.
Sosyal medyada yayılan hikayeler, arkadaşlar arasında yapılan konuşmalar kısa sürede çok para kazanabilme duygusunu tetikliyor ve gün geçtikçe herkes bu alanlara akın etmeye başlıyor. Sonrasında kimileri gerçekten kazanıyor, kimileri aldıkları ‘’tüyo’’ ile kimileri şansları ile bir süre gerçekten kazanıyorlar.
Fakat en ufak bir piyasa dalgalanmasında acı sonuç gözler önüne seriliyor. Yatırımcı sayısının artışı ile ilgili net bir veriyi paylaşmak istiyorum . ‘’2021 yılının ilk ayına dair Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre Ocak ayında yeni yerli yatırımcı sayısı 179 bin 307 kişi artarak 2 milyon 156 bin seviyesine çıktı. Aralık ayındaki yeni yatırımcı sayısına göre ise bu artış yaklaşık yüzde 9 daha fazla oldu.’’ Böyle oldu evet ama geçtiğimiz haftalardan itibaren başlayan yurt dışı piyasalarının da etkisiyle yaşanan dalgalanma da bu sayıya dahil olan birçok insan paniğe kapıldı ve ne yapacağını bilemedi. Korkudan zararına satışlar, konuya hakim olduğu inanılan kişilere yağdırılan sorular ve daha birçoğu yaşandı hatta yaşanmaya devam ediyor. Yerel piyasa ekranlarına baktığımızda ‘’kızarmış’’ kağıtlar ve o kızarık kağıtların altında ezilen küçük yatırımcılar görmek zor olmadı. Kripto para ile ilgili pek söyleyecek söz dahi bulamıyorum çünkü yazılan tek bir yazı ile konunun nerelerden nereye geldiğini yine geçmiş haftalarda şahit olduk. Ekrana baktığımızda gördüğümüz sayıların değişkenliği olabilir fakat o değişkenliğin altında kimileri ezilip kalıyor kimileri ise kazanç sağlıyor. Günlerce çalışarak kazandığımız paraların kaderini bilinçsiz yatırımlara bırakmak ne kadar mantıklı? Ek gelir elde edelim, yaşam kalitemizi arttıralım derken bir bakmışız ilk çalkantıda daha kötü bir duruma düşmüşüz. Hem de işin kötü yanı ekstra olarak stres ve kaygı süreci daha da fazla artmış oluyor. O duruma düştükten sonra da pişmanlık fayda etmiyor ve yine güneşi balçıkla sıvamaya çalışırcasına tanımadığımız bilmediğimiz insanların sözüne bakıp hareket ediyoruz. Ama sonuçta herkes biliyor ki güneş balçıkla sıvanmaz. Konuyla ilgili daha fazla detay vermek ve üzerine konuşmak mümkün fakat biz uzatmadan noktamızı koyalım.
Yaşadığımız çalkantılı taze bir süreç var. Dediğimiz gibi kimileri bu dönemde kaybetti kimileri kazandı ama hangisinin çoğunlukta olduğu apaçık ortada. Bu durumu tecrübe edenlere ve uzaktan seyredenlere bir ders niteliğinde olmasını umuyoruz. Bir şekilde artık herkes bu piyasaya giriş yapıyor fakat bilinçlenmeyi, öğrenmeyi unutuyor. Kolaycılığa kaçılıyor ama en ufak darbede ortada kalıyoruz. Her zaman bahsettiğimiz gibi çağ dijitallik çağı ve elimizin altında türlü kaynaklar bulunmakta. Bunları harcamaları arttırmak yerine daha verimli yatırım yapabilmek için yani başlıca borsanın veya kripto paraların birer oyun değil ‘’yatırım’’ olduğunu algılayarak kullanabilmek bizim elimizde. Araştırmak, biraz olsun emek sarf etmek herkesin kendi yararına olacaktır. Daha fazla uzatmadan konuyla ilgilenen herkese kolaycılığa kaçmadan bilinçlenmeyi, öğrenmeyi, kendimce tavsiye ediyor, bol kazançlı ‘’yatırımlar’’ diliyorum!