18 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
07 Eylül 2021 Salı
Gümrükten Eşya İthalatında TSE Sonucunu Etkileyecek İşlemler
Ortadoğu'da bahar yaşanacak mı?
Rusya'nın saldırısı meşru mu?
Merkez Bankası'nın Faiz Kararı Ne Olacak?
Gıda atıklarından gübre nasıl üretiliyor?
Enflasyon %20’li Düzeylere İner mi?
Tüm dünyayla beraber ülkemizin de zorlanarak geçirmekte olduğu 2021 yılı, oluşan emtia ve hizmet fiyatları açısından hepimizi şaşırtmaya devam etmedir. Sanayicinin son aylarda yaşamış olduğu elektrik maliyetlerinin aşırı yükselmesi de dikkat çekmektedir. Elektrik spot piyasasında oluşan bu yüksek fiyatların en önemli sebepleri arasında geçen yıla oranla ciddi artış gösteren elektrik tüketimi ve kuraklık sebebiyle Hidroelektrik santrallerinde yaşanan üretim azalması gösterilebilir.
Pandemi sürecini henüz atlatamamış olsak da hayatın akışının gerektirdiği normalleşme adımları da hızla atılmaktadır. Geçen sene insanların daha fazla evlerine kapanıp, iş hayatında yaşanan üretim kayıplarını bu sene görmemekteyiz. Hammadde tedarik konusunda yaşanan birçok zorluğa rağmen sanayide çarklar dönmektedir. Geçtiğimiz gün TÜİK tarafından yüzde 21,7 olarak açıklanan ülkemizin 2. çeyrek büyüme rakamı bunun bir göstergesidir. Buna paralel olarak ülke çapında tüketilen elektrik enerjisinin yıllık artış oranları da dikkat çekicidir. 2021 yılı ağustos ayında ülkemizde tüketilen elektrik enerjisi miktarı, 2020 yılının ağustos ayına kıyasla yaklaşık % 12,87 civarında artış göstermiştir. Bu artış miktarındaki aslan payı kuşkusuz sanayideki üretim artışının getirdiği enerji ihtiyacıdır. TEİAŞ verilerine göre elektrik tüketimindeki artış geçen temmuz ayında da kendisini hissettirmiş ve aylık 31.039.000 MWh değeriyle o güne kadar oluşan rekor seviyeye ulaşmış iken ağustos ayında 32.369.473 MWh değerinde gerçekleşmiş ve tüketim rekoru yenilenmiştir.
Elektrik sistemleri üretim ve tüketimde anlık denge gerektirir. Yukarıda anlatılan tüketim tarafındaki artışın üretimde de yapılması şarttır. İşte bu noktada bazı zorluklar kendini göstermiştir. Bunlardan en önemlisi halen yaşamakta olduğumuz kuraklık sorunudur. Yurttaş olarak hepimizi üzen doğal afetlerin yanında 2021 yılında su kaynaklarımız alarm vermektedir. 2021 yılı başından günümüze kadar geçen süre dikkate alındığında aynı dönemin 2020 yılı değerleri karşılaştırıldığında ülkemiz barajlarına gelen su hacmi % 36 civarında azalmıştır. Barajlara gelen su miktarındaki bu ciddi düşüş, elektrik üretim kaynak dağılımında önemli bir yer işgal eden HES (Hidroelektrik Enerji Santralleri) üretim payına da yansımıştır. Yine TEİAŞ’tan alınan veriler ışığında 2021 ağustos ayında elektrik üretim miktarlarının kaynaklara göre dağılımında HES santrallerinin ürettiği elektrik enerjisi miktarı, geçen sene ağustos ayına göre % 28,1 civarında düşüşle 4.805 GWh civarında kalmıştır.
Artan elektrik tüketim miktarına karşı, kuraklık sebebiyle HES santrallerinde yaşanan bu üretim kaybı, diğer kaynaklı elektrik üretim tesislerinden karşılanmaya çalışılmıştır. Burada en dikkat çekici değişim doğalgaz kaynaklı elektrik üretiminde karşımıza çıkmaktadır. Doğalgaz Santrallerinin ağustos ayında ürettikleri elektrik enerjisi miktarı geçen sene ağustos ayına kıyasla yaklaşık % 71,1 artışla 12.434 GWh mertebesine ulaşmıştır. Ağustos ayında ülke çapında üretilen elektrik enerjisinin 32.369 GWh olduğu dikkate alındığında üretilen elektrik enerjisinin kaynaklara göre dağılım pastasında doğalgaz santrallerinin yaklaşık % 38,41 lik bir dilime ulaştığı görülmektedir. Halbuki ağustos 2020 yılında aynı pastadaki doğalgaz santrallerinin toplam üretimdeki payı % 25,34 kadardı.
Devam etmekte olan yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarının sonucu olarak bu enerji kaynaklarından elde edilen enerji miktarları da artmaktadır. Burada önemli yer işgal eden RES (Rüzgar Enerji Santrali) ve GES (Güneş Enerji Santrali) üretim miktarları da ağustos ayında % 7,3 artış ile 3.988 GWh olarak gerçekleşmiştir.
Yukarıda açıklanan tablo aynı zamanda şunu da göstermektedir. Yenilenebilir Enerji kaynakları kontrol edilebilir halde olmadığından yani rüzgar, güneş, su v.b. eksikliği durumunda şebekenin ayakta kalabilmesi için kontrol edilebilir ve güvenilir enerji kaynaklarına her daim ihtiyaç olacaktır. Ülkemizde bu durum hasıl olduğunda oluşan eksiklik, termik santraller tarafından karşılanmaktadır. İçerisinde doğalgazın da bulunduğu termik santrallerin 2021 yılı ağustos ayı toplam üretimi, 2020 yılının ağustos ayına oranla yaklaşık % 29,65 luk bir artış göstererek 22.247 GWh olarak gerçekleşmiştir.
Elektrik üretiminde bu gelişmeler yaşanırken elektrik faturaları da etkilenmiştir. Elektrik enerjisini EPDK tarafından belirlenen tarife gruplarından alan tüketiciler için en son Temmuz ayı başında yapılan % 15 lik zam ile beraber yıllık % 29,2 oranında zamlanmış olan elektrik birim tutarı bu tarife grubu kullanıcılarının faturasına yansımıştır. Öte yandan elektriğini “son kaynak tedarik” tarifesi üzerinden alan sanayicinin faturasında daha büyük değişim gözlenmektedir. EPDK tarafından doğalgaz ve elektrik tarife fiyatlarına yapılan zamlar sonrası ve enerji üretim kaynaklarının paylarındaki yukarıda anlatılan değişimler neticesinde elektrik fiyatlarının belirlendiği spot piyasalarda ilginç fiyatlamalar oluşmuştur.
Bilindiği üzere son kaynak tarifesinde EPİAŞ tarafından işletilen spot piyasada oluşan PTF (Piyasa Takas Fiyatı – TL/MWh) ile ilgili ay gerçekleşen YEKDEM Bedeli(Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması -TL/MWh) nin toplamı üzerinden kullanılan elektriğin birim bedeli belirlenmektedir. 2020 yılının ağustos ayında ortalama PTF fiyatı 298,70 TL/MWh iken geçtiğimiz ağustos ayında bu fiyat % 86,59 artışla 557,37 TL/MWh olmuştur. YEKDEM bedelleri ise ağustos 2020 için 101,005 TL/MWh, ağustos 2021 için (EPDK tahmini) 93,40 TL/MWh olarak belirlenmiş olup bu rakamlar dikkate alındığında son kaynak tedarik tarifesinden enerjisini alan sanayicinin ağustos ayı faturasına ait birim elektrik enerjisi maliyeti yıllık olarak % 62,81 oranında zamlanmıştır.
Elektrik spot piyasalardaki bu yükselmeler sadece ağustos ayında değil geçtiğimiz temmuz ve haziran aylarında da kendisini göstermiştir. EPİAŞ tarafından işletilen bu piyasalarda elektrik birim fiyatları arz-talep dengesine göre oluşmaktadır. Üretici ve tüketici tarafı kendisi için kabul edilebilir fiyat tekliflerini sunmakta olup, doğal olarak talebin yükseldiği ve arzın yetersiz kaldığı zamanlar için fiyatlar yükselmektedir. Bu piyasalarda aşırı yüksek fiyatların oluşmaması için de üst limit tanımlanmıştır. Önceleri sabit fiyat olarak tanımlanan bu limit, EPDK’nın 05.10.2020 tarihli 9598 sayılı kurul kararı sonrası dinamik olarak değişebilen bir yapıya getirilmiştir. Buna göre piyasada ilgili ay için belirlenen üst limit fiyatı, içinde bulunulan takvim ayı esas alınarak iki ay önceki takvim ayından itibaren geriye dönük 12 aylık PTF ağırlıklı ortalamalarının iki katı olarak uygulanmaktadır. Bu şekilde PTF üst limiti temmuz ayı için 617 TL/MWh, ağustos ayı için 636 TL/MWh olarak uygulanmıştır. İçinde bulunduğumuz Eylül ayı için ise bu üst limit 674 TL/MWh olarak belirlenmiştir. Temmuz ve Ağustos ayları içinde birçok saat için oluşmuş PTF fiyatlarının ilgili aya ait üst limit fiyatlardan oluştuğu dikkate alındığında bu limitler sayesinde PTF fiyatların daha da yukarı çıkmasının engellendiği rahatlıkla söylenebilir. Aksi durumda son kaynak tarifesinden enerjisini alan sanayicinin faturası daha da yükselmiş olacaktı.
2021 yılının son çeyreğinde spot elektrik piyasasında oluşan fiyatlamalarda çok büyük bir değişim beklenmemektedir. Gösterge niteliğinde olsa da az sayıda gerçekleşen tezgah üstü piyasa işlemlerinde birim elektrik fiyatı 550-600 TL/MWh tutarları arasında gerçekleşmektedir. Piyasada yakın zaman beklenen belirsizlikler de tedirginlik yaratmaktadır. Son zamanlarda yaşanan petrol fiyatlarındaki artışlara paralel olarak BOTAŞ tarafından Eylül ayı başından itibaren geçerli olan sanayi ve elektrik üretim amaçlı tarifelere yapılan % 15’lik zammın etkisi, döviz kurlarındaki muhtemel artışların sektördeki şirketler üzerine olumsuz etkileri gibi nedenler de elektrik fiyatlarını yukarılarda tutacak faktörlerdir.
Öte yandan özellikle yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarında ülkemizde güzel gelişmeler yaşanmaktadır. Bu tür yatırımlar gün geçtikçe artmakta ve üretim kaynağı portföyündeki payları hızla yükselmektedir. Bu yatırım teçhizatlarının da yerli üretimi konusunda ciddi adımlar atılmaktadır. Örneğin geçen yıl faaliyete başlayan “Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası” şu ana kadar 1 milyon güneş paneli üretimi yaptığını belirterek, yıllık kapasitesini 500 MW lık panel üretiminden 1.200 MW lık panel üretimine çıkaracağını bildirmiştir. Bu gelişmenin önümüzdeki dönem ülkemiz GES yatırımlarının artışında önemli bir etmen olacağına inanıyorum.