26 Nisan 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
a
en iyi rulet siteleri

SİPERİN ARDI VATAN: ÇANAKKALE-1915

Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Behçet Kemal Yeşilbursa; “Çanakkale’yi, Mustafa Kemal’i yok sayarak anlatmaya çalışanlar, hurafe üretmekten öteye gidemeyenlerdir. Başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere bütün din adamları bu hurafelere karşı çıkmalıdır”

Peki Çanakkale Savaşlarını ne kadar anlayabiliyoruz? Orada yaşananlardan almamız gereken dersi çıkarıyor muyuz? Çanakkale Savaşları’nın kazanılmasında büyük rol oynadığı gün gibi ortadayken neden bazı düşünceler hala Mustafa Kemal’i yok saymakta?

Rekabet.net olarak tüm bunları ve daha fazlasını Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Behçet Kemal Yeşilbursa ile konuştuk.

“ASIL HEDEF…”

Neden Çanakkale?

“Aslında hedef İstanbul’dur. Çanakkale ise bu hedefe ulaşılması için aşılması gereken tek ve son engeldir. Kısaca denilebilir ki Çanakkale Cephesi’nin açılmasının asıl nedeni, İngiltere ve Fransa’nın İstanbul ve Boğazları ele geçirmek amacıyla savaşa giren Rusya’dan bir adım önde olmak istemeleridir. Çünkü İngiltere ve Fransa’nın en önemli endişesi, İstanbul ve Boğazların Rusya’nın eline geçmesi durumunda, amacına ulaşan Rusya’nın savaştan çekilme olasılığıdır.”

“VATAN KALBİNİN ATTIĞI YER”

Nedir Çanakkale?

“Çanakkale nedir? diye sorduğumuzda aklımıza ilk gelen “Çanakkale bir destandır.” Fakat bundan çok daha öte;

Çanakkale bir ruh, bir inançtır. Çanakkale vatan aşkıdır. Çanakkale millet aşkıdır. Çanakkale bağımsızlık ve özgürlük aşkıdır. Çanakkale birlik-beraberliktir. Çanakkale şehitler ve gaziler diyarıdır. Çanakkale vatan kalbinin attığı yerdir.

18 Mart ve Çanakkale, mazlum milletlere İngiltere’nin, Fransa’nın yani süper güçlerin de yenilebileceğinin gösterildiği yer ve tarihtir.

Çanakkale, Türk Tarihinin en önemli dönüm noktası, Milli Mücadelenin ön sözü ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığının temelidir. Ve Çanakkale, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıktığı yerdir.

Ortaklaşa verilen bu kurtuluş mücadelesine katıldığını belirtmenin tek yolu ise “Ne Mutlu Türküm diyene” sözünde saklıdır. Açıkçası bu sözü söyleyebilenler “Bu ülkenin varlığı için Çanakkale’de Sakarya’da verilen mücadele sırasında, taşın altına ben de elimi koydum” diyebilenlerdir.

ÖNGÖRDÜKLERİ GİBİ OLMADI

Çanakkale’de yaşanan her bir saniyenin önemi ayrı…Peki en şiddetli çatışma ne zaman yaşandı?

“Çanakkale Boğaz Muharebeleri’nin en şiddetlisi 18 Mart 1915’de gerçekleşmiştir. Sabah saat 11.00 civarında başlayan taarruzun amacı, Çanakkale-Kilitbahir bölgesinde bulunan tabyalar ile mayın hatlarını savunan sabit ve seyyar tabyaların tamamıyla susturulmasıydı. Bu taarruz ile İngilizler, Çanakkale Boğazı’nda yer alan Türk savunmasının tamamen imha edileceğini öngörmekteydi. Ancak öngörülen olmadı. İngilizler bir kez daha yanılmıştı. 18 Mart 1915 günü saat 18.00 sonrasında, 18 muharebe gemisinden üçü batırılan, dördü ağır hasar gören, yaklaşık 900 personelinin yanı sıra 44 adet topunu kaybeden Birleşik Filo, nihayet mağlubiyeti kabul ederek Çanakkale Boğazı’nı terk etmiştir. 18 Mart 1915 günü Türk tarafının verdiği zayiat ise, 26 şehit, 53 yaralı olarak tespit edilmiş ve sadece 4 adet top hasar görmüştür.

18 Mart 1915 günü gerçekleşen Çanakkale Boğazı Muharebesi sonucunda, sahip olduğu eski teknoloji ürünü toplar ve kısıtlı olanaklara karşılık Mehmetçiğin başarısı, Türk Milleti’nin tarihine büyük zaferlerinden biri olarak yazılmıştır”

Çanakkale ve Bursa Seyyar Jandarma Taburu”

Çanakkale Savaşı’nın kazanılmasında Bursa’nın da büyük katkısı olduğunu biliyoruz. Bursa’nın savaştaki önemi nedir?

“Çanakkale denince biz Bursalıların aklına ilk gelen Bursa Seyyar Jandarma Taburu ve kahramanlıklarıdır. Çanakkale’de savunmanın güçlendirilmesi amacıyla farklı bölgelerden gelen takviye birliklerinden birisi de Bursa Merkez (Seyyar) Jandarma Taburudur.

Düşman birliklerinin 24 Nisan 1915 sabahı Arıburnu ve Seddülbahir sahillerine çıkarma yaptığını Karargâha bildiren ilk birliktir. Ateş hattına aldıkları İngilizleri Anafartalar önünde durdurarak Teke-Kavak Tepe hattının düşman eline geçmesine mani olurlar.

9 Ağustos’tan 15 Ağustos’a kadar gece gündüz yapılan saldırılarda 400’e yakın şehit vermesine rağmen düşmanı püskürtmeyi başarır. Tabur yine hayati önem arz eden bir kahramanlık örneği gösterir.

Şehit olan arkadaşları anısına geride kalan gaziler top mermi kovanlarını üst üste koyup Çanakkale’deki ilk şehitlik anıtını yaparak bu onurlu mücadeleyi ölümsüzleştirirler. Bu şehitlik savaş esnasında kurulan gerçek bir şehitliktir. Gösterdikleri kahramanlıklardan oldukça etkilenen Miralay Mustafa Kemal birliği burada ziyaret etmiş, şehitlik anıtının önünde hepimizin gözlerine aşina o fotoğrafı çektirmiştir.”

TÜRK ASKERİNDEDEKİ RUH

Mustafa Kemal henüz yarbay rütbesindeyken askerlerine ‘ölüm’ emrini nasıl bir cesaretle vermiştir?

“Cevabı Çanakkale’de yatmaktadır. Mustafa Kemal Çanakkale’de tanıdığı Mehmetçiğe o denli güvendi ki, hiç duraksamadan Kurtuluş Savaşı’nda, Anadolu’nun her noktasında, ülkenin kurtuluşu için “ölüm” emri verebilmiştir. Ayrıca, “Ya istiklal ya ölüm!” emrini verebilmek kolay mıdır? İşte bu genç komutan bu emri de Çanakkale Cephesi’nde edindiği birikimle gözünü kırpmadan verebilmiştir. Ancak şunu da unutmayalım Mustafa Kemal’in karşısında “ölüm” emrini tereddütsüz yerine getiren Mehmetçik yani Türk askeri ve subayı vardır. Bu yüksek ruh dünyadaki başka bir ulusun askerinde ve subayında pek görülmeyen bir haslettir.”

CENTİLMENLER SAVAŞI

Çanakkale Savaşı’nda Mehmetçiğin tutumu nasıldı? Çanakkale Savaşı’nda yaşananların anlatılmasını neye bağlıyorsunuz?

“Hemen hemen tüm savaşların cephe harekâtı anlatılır. Ancak Çanakkale Savaşları’nda hep insan öyküleri ön plana çıkar. Hiç kuşkusuz, cephedeki ilişki her gün her an dostluk göstergesi içinde geçmedi. Zaten adı üstünde bu bir savaştı. Siperlerin arasının birkaç metreye düştüğü bu savaş meydanında iki tarafın askerleri birbirine sigara, çikolata, konserve verdi. Birbirinin yaralısını sırtında taşıdı. Karşı taraf konserve kutularına taş toprak doldurmadı, domuz eti kutularını göndermedi. Türk askeri de sigara ve çerez paketlerinde sahtekârlık yapmadı. Daha ilginci dünya savaş tarihinde ilk kez, cephede savaşan, birbirini öldüren iki asker dost oldu ve bu savaşa, doğru ya da yanlış ama birileri centilmenler savaşı dedi.”

“ÇANAKKALE’NİN KENDİ OLAĞANÜSTÜDÜR”

Çanakkale ve Mustafa Kemal’i yan yana koyduğumuzda bazı varsayımlar da ortaya atılıyor. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Çanakkale Savaşları ve Mustafa Kemal hakkında ciddi, dürüst, saygıdeğer araştırmaların dışında üç tür yaklaşım var.

Birinci yaklaşım, Çanakkale’yi, Mustafa Kemal’i yok sayarak anlatmaya yelteniştir.

İkinci yaklaşım, Çanakkale’de Mustafa Kemal’in rolünü küçültmeye çalışma çabasıdır.

Üçüncü yaklaşım ise, Çanakkale’yi bir mucizeler, kerametler serisi halinde anlatan yaklaşımdır.

Bu hurafeler üreten kafa hiçbir çağda çağdaş değildir. Görkemli Osmanlı Devleti’ni yiyip bitiren, acınacak duruma düşüren de bu kafadır. Şimdi ise bu düşünceler Cumhuriyet aydınlığını karartmaya çalışıyor. Bu hurafeci kafalara, bu akla, sağduyuya, gerçeklere aykırı anlayışa tarihçilerden, bilim adamlarından önce gerçek dindarlar, özellikle de Diyanet İşleri Başkanlığı karşı çıkmalıdır. Çünkü hurafe beyni uyuşturur. Dini de gerçeği de masala çevirir. Bilimi, bilim anlayışını öldürür.

Çanakkale’nin hurafeye, yalana, abartıya, bulutlara, sislere, rüyalara kısacası uydurma olağanüstülüklere ihtiyacı yoktur. Kendi olağanüstüdür, zaten.

Çanakkale’nin, tarihin uğursuz akışını durdurarak, geciktirerek Milli Mücadeleye zaman ve millete özgüven kazandırdığı, Kuvayı Millîye ruhunu hazırladığı doğrudur. Ama bu uğursuz akışı geri çeviren Milli Mücadeledir.”

“HERHANGİ BİR LİDER DEĞİL”

 Mustafa Kemal Atatürk Kimdir? Sorusuna nasıl yanıt verirsiniz?

“Atatürk, bir lider, ancak herhangi bir lider değil, gücünü, kudretini Türk milletinden almış bir lider. Atatürk, asrımıza damgasını vurmuş, oluşturduğu modelle kendisinden sonraki nesillerce de yaşatılan ve anılan bir lider. Atatürk, birlikte oluşturulan geleceğe yürüyen bir lider. Atatürk, çok sert devlet ve sosyal gelenekleri olan bir toplumu hızlı ve başarılı bir şekilde değiştiren, onun çağdaş devletler ve milletler arasında yer almasını sağlamış bir lider. Atatürk, milleti aşağılayarak, küçümseyerek değil, aksine yücelterek, kalbine girerek, ruhunu okşayarak onu değiştiren-geliştiren devrimci bir liderdir.

UNESCO 1981 yılında, 100. doğum yıldönümü nedeniyle Atatürk’ü “Ulusal Mücadele ve Çağdaşlaşma Lideri” olarak evrensel niteliklerini ortaya koymuştur. Bu karar doğrultusunda, Atatürk’ün doğumunun 100. yılı bütün dünyada, “1981 Atatürk Yılı” olarak kutlanmıştır. Bu uygulama, dünyada (UNESCO tarihinde) ilk ve tektir.”

“KAN VE ATEŞLE YOĞURULMUŞ GÜNLER”

Çanakkale Savaşları’ndan almamız gereken ders nedir?

Nice ağır kayıplarla dolu uzun savaş yılları içinde Çanakkale’nin ayrıcalığı, bu cephede elde edilen başarının getirdiği özgüvenin Türk Milletine, Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirecek kararlılığı vermiş olmasıdır. Çanakkale’de kazanılan sadece bir muharebeler bütünü değil, aynı zamanda o dönemin süper gücü İngiltere’nin bile yenilebileceği gerçeğini ortaya çıkartan son derece değerli bir tecrübedir.

Dünyadaki milletler içinde belki de en çok Türk Milleti, kendi tarihinden çıkartacağı derslere muhtaçtır. Bu kapsamda; bilhassa Çanakkale Savaşlarına sahne olmuş alanları ziyaret ederken, hem 1915 yılını kan ve ateşle yoğrulmuş o günlerine gidebilmek, hem de bugünkü varlığımızı borçlu olduğumuz insanların akıl almaz mücadelesinin ne anlam ifade ettiğini düşünmek gerekiyor.

Çanakkale Savaşları; 1683 yılındaki İkinci Viyana Kuşatması sonrasında unutulmaya yüz tutmuş gerçekleri Türk Milletine yeniden hatırlatmış ve kendisine kurtarıcı olarak, yeni bir devlet kuracak önderini, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü tarih sahnesine çıkartmıştır. Türk Milletinin Çanakkale’de yeniden hatırladığı en önemli gerçek ise şudur: “Eğer bir bedel ödemeyi göze alıyor ve o bedel ne olursa olsun ödemekten kaçınmıyorsak, var olabiliriz!

Son olarak, bir Çanakkale şehidinin torunu olarak dedemi ve bütün şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Mekânları cennet, ruhları şad olsun.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Nisan ayında kar sürprizi

HIZLI YORUM YAP



Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.