04 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
15 AÄŸustos 2024 PerÅŸembe
Gümrükten Eşya İthalatında TSE Sonucunu Etkileyecek İşlemler
"Ekim ayını çıkarabilirsem bile Kasım ayını çıkarabileceğimi hiç sanmıyorum!.."
Rusya'nın saldırısı meşru mu?
Merkez Bankası'nın Faiz Kararı Ne Olacak?
Gıda atıklarından gübre nasıl üretiliyor?
Enflasyon %20’li Düzeylere İner mi?
OrtadoÄŸu Teknik Ãœniversitesi (ODTÃœ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yücel, ilk 30 metresi hariç ciddi oksijen azlığı tespit edilen Marmara Denizi’nin koma halinde olduÄŸunu, sıcaklık, oksijensizleÅŸme ve kirliliÄŸin birbirini besleyen kısır bir döngü oluÅŸturduÄŸunu söyledi.
ODTÃœ Deniz Bilimleri Enstitüsü, “Bilim 2” gemisi ile 8 bilim insanının katıldığı ve 4 gün süren 2024 Marmara Denizi seferlerinin ilk bölümünü geçtiÄŸimiz günlerde tamamladı.
Isınma, kirlilik, oksijen deÄŸerleri, akıntı yönleri gibi birçok parametrenin incelendiÄŸi sefer sonrasında gemide AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Yücel, Çevre, Åžehircilik ve Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Bakanlığı ile yürüttükleri Marmara Denizi BütünleÅŸik Modelleme Sistemi (MARMOD) projesi kapsamında özellikle müsilaj krizinden beri artan sıklıktaki deniz seferleriyle, Marmara Denizi’nin oÅŸinografik durumunu takip ettiklerini belirtti.
Düzenledikleri son seferde özellikle DoÄŸu Marmara’ya odaklandıklarını bildiren Yücel, “Ä°lk bulgularımızda özellikle oksijende durum hiç ama hiç iç açıcı deÄŸil, hala Marmara ilk 30 metresi hariç ciddi oksijen azlığı çeken, komada bir yer. Oksijen özellikle ilk 30 metreden sonra ‘hipoksi eÅŸiÄŸi’ dediÄŸimiz, bir balığın giremeyeceÄŸi seviyede düşük. Ardından 150-200 metreye eriÅŸtiÄŸinizde neredeyse ölçmekte zorlandığımız, çok çok az seviyelerde oksijen var.” dedi.
Daha önce, özellikle DoÄŸu Marmara’da 600 ila 800 metre bandındaki Akdeniz suyunun Marmara’ya az da olsa bir nefes verdiÄŸini ve oksijen deÄŸerlerini bir nebze de olsa artırdığını belirten Yücel, son seferde buna rastlamadıklarını, denizlerdeki ısınmanın bu sonucu doÄŸurmuÅŸ olabileceÄŸini ifade etti.
Önceki yıllara göre Marmara Denizi’nin çok fazla ısınıp yorulduÄŸunu, mayıs sonu itibarıyla da alg patlamalarıyla sistemin hırpalandığını dile getiren Yücel, “Geçen yılki seferimizde eylül ayında ölçtüğümüz yaz sonu deÄŸerlerini ÅŸimdiden ölçmüşüz ve geçmiÅŸiz bile. Yaz süresince bunun artacağını düşünüyoruz. Deniz suyu sıcaklıkları bu yıl rekorlar kırdı. Temmuz, aÄŸustos, eylül aylarında bu rekorların yenilenmesi olası. Åžimdiden DoÄŸu Marmara’da deniz suyu sıcaklığını 26, Ä°zmit Körfezi’nde 27 derece ölçtük ki bu bölgelerde son 40 yılın ortalaması 24-25 derecelerdir.” diye konuÅŸtu.
Deniz suyu sıcaklığındaki artışın daha az oksijen çözülebilmesine ve kirlilik artışına neden olduğunu aktaran Yücel, sıcaklık, oksijensizleşme ve kirliliğin kısır bir döngü içinde birbirini beslediği tespitini paylaştı.
Yücel, kirliliğin boyutu hakkında şunları söyledi:
“Özellikle son yıllarda çok yoÄŸun veri topladığımız için çok net konuÅŸabilirim. Marmara’da azot, fosfor kirliliÄŸi artarak devam ediyor, birikim devam ediyor, trendlerde azalmayı bırakın herhangi bir durma gözlemlemedik. Marmara’da çok ciddi bir biyolojik üretim hali sürmekte. Ãœretim deÄŸerleri Karadeniz’in 3-4 katı. Esas 3-4 hafta önceki biyolojik üretim patlamasını geride bıraktık, ÅŸimdi sistem nispeten yazla ilgili bir denge durumuna ulaÅŸtı. Marmara çok üretken, aşırı azot ve fosfor yüklü.”
Marmara için yeni tehdit: Hidrojen sülfür
Denizde oksijenin azaldığı noktada hayatın bittiği gibi bir algı bulunsa da tek hücreli yaşamın sürdüğünü, mikrobiyal canlıların solunum yapmaya devam ettiğini anlatan Yücel, söz konusu canlıların bu solunumu nitrat denilen, azotun oksijen bağlı formuyla yaptıkları bilgisini verdi.
DoÄŸu Marmara’da da 200 metreden sonra nitrat seviyelerinin düştüğüne ve oksijen azaldıkça nitratın da azalmaya baÅŸladığına deÄŸinen Yücel, termodinamik teoriye göre oksijen ve nitrat tükendiÄŸinde mikrobiyal yaÅŸamın sülfat soluyarak hidrojen sülfür gazı ortaya çıkaracağını iÅŸaret etti.
MARMOD projesi sayesinde böyle bir trendi DoÄŸu Marmara’da tespit ettiklerini vurgulayan Yücel, ÅŸu uyarılarda bulundu:
“Bu bir felaket anlamına geliyor. Bu bütün besin sisteminin, besin ağının çökmesi demek. Hidrojen sülfürlü sular dipte birikmeye baÅŸladığı anda yavaÅŸ yavaÅŸ kötüleÅŸmeyle beraber önlem alınmazsa yukarı doÄŸru çıkacak. Bu, koku yapması, hidrojen sülfürlü suların kıyıya vurması demek. Ãœstteki 30 metrelik oksijenli suyla birleÅŸtiÄŸi zaman yeni müsilajımsı, göze hoÅŸ gelmeyen, halk saÄŸlığı açısından müthiÅŸ tehdit oluÅŸturan, balıkçılık için bambaÅŸka tehdit oluÅŸturan, turizmi çökertecek bir fenomen olacak. Hidrojen sülfür Ä°zmit Körfezi dışında, Marmara’da henüz yok, henüz oluÅŸuma baÅŸlamadı ama son 3 yıldaki gidiÅŸat sürerse, önümüzdeki 4 ya da 5 yıl içerisinde DoÄŸu Marmara’daki nitratın tükeneceÄŸini biz MARMOD verileriyle görüyoruz.”
Marmara’nın sorununun azot ve fosfor yükü olduÄŸunu hatırlatan Yücel, bu yükün önemli bir kısmının tarımsal girdiler ve ÅŸehirlerin arıtılmamış, az arıtılmış veya en ileri seviyede arıtılmamış atık sularının Marmara ile buluÅŸmasından kaynaklandığını, acil olarak harekete geçilmesi gereken konuların başında da bu iki sorunun geldiÄŸi deÄŸerlendirmesini paylaÅŸtı.
AA