31 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
30 Aralık 2024 Pazartesi
Gümrükten Eşya İthalatında TSE Sonucunu Etkileyecek İşlemler
Ortadoğu'da bahar yaşanacak mı?
Rusya'nın saldırısı meşru mu?
Merkez Bankası'nın Faiz Kararı Ne Olacak?
Gıda atıklarından gübre nasıl üretiliyor?
Enflasyon %20’li Düzeylere İner mi?
Mecidiyeköy Mahallesi Selahattin Pınar Caddesi’nde yıkım işlemi gerçekleştirilen binanın çatısında, henüz bilinmeyen nedenle yangın çıktı.
Yangında binanın yıkılması için çalışan işçiler mahsur kaldı.
İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.
İtfaiye ekiplerinin çalışması sürüyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, hafta sonu yapılan Ekonomik Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Enflasyonla ilgili Şimşek, “Bir kere her şeyden önce enflasyonu düşürmede kararlıyız, enflasyon düşüyor. 2022 yılı sonunda yüzde 64 civarıydı, 2023’te yüzde 65 civarı, muhtemelen yılı yüzde 44-45 aralığında kapatacağız diye Merkez Bankamızın bir tahmini var, dolayısıyla enflasyon düşüyor, 2025 yılında da enflasyon 4 sebepten dolayı düşmeye devam edecek” dedi.
Şimşek, ilk olarak para politikasının gecikmeli etkide bulduğunu belirtirken, para politikasının dezenflasyonist sürece katkı vermesinin bundan sonraki süreçte de devam edeceğini, gecikmeli etkinin 18 ay boyunca söz konusu olacağını açıkladı.
İkinci olarak da Şimşek, 2025 yılında bütçe açığının yaklaşık yüzde 5 civarından yüzde 3 civarına düşürmeyi hedeflediklerini ve dolayısıyla bütçe açığındaki azalmanın dezenflasyonist etkisinin de çok net bir şekilde görüleceğini söyledi.
Şimşek, enflasyona yönelik değerlendirmesinde sözlerine şu şekilde devam etti:
“Üçüncü olarak, tabii yönetilen yönlendirilen fiyatlar konusunda da aslında maksimum hassasiyeti gösteriyoruz. Örneğin 2024 yılında doğalgaz, elektrik fiyat artışları yüzde 38 civarı oldu, yani Merkez Bankası’nın orijinal hedefine paralel gitti, 2025’te de benzer yaklaşım içinde olacağız. Burada önemli olan birkaç faktör var, yani elektrik ve doğalgazı bir kenara bırakacak olursak, akaryakıt ÖTV’si ve tütün ürünlerinin ÖTV’si, bu iki konuda da enflasyon hedefini tehlikeye atmayacak bir yaklaşım içerisinde olacağız. Zaten yurt içi ÜFE kadar, daha doğrusu son 6 aylık yurt içi ÜFE oranında normal şartlar altında ÖTV’de bir artış söz konusu olacakken, ki bu oran oldukça düşük, yani enflasyon yıl sonu açıklanmadığı için tam bir rakam vermem doğru olmaz, ama göreceksiniz ki 2025 enflasyonu tehlikeye atmayacak şekilde olacak. Burada belki akaryakıtta bir değerlendirmeye gidebiliriz, yani sınırlama anlamında, yeniden değerleme oranıyla artan diğer birçok harç ve ücret zaten enflasyon sepetinde yok, çünkü pasaport sürekli aldığınız bir şey değil, kimlik sürekli aldığınız bir şey değil, onlar o nedenle hane halkının ihtiyaca binaen dönemsel olarak aldığı hizmetler karşılığında verilen hizmetler. Dolayısıyla burada önümüzde enerji fiyat ayarlamaları çok kritik. Yönetilen yönlendirilen fiyatlarda, akaryakıt ÖTV’si önemli, bir de tütün ürünlerindeki ÖTV, diğerlerinin enflasyon üzerindeki etkisi olmadığı veya çok sınırlı olduğu için onları ayrı bir çerçevede değerlendiriyoruz. Bütçede gelir ayağı perspektifiyle bakıyoruz, ama diğer yönetilen yönlendirilen fiyatlarda Merkez Bankası’nın 2025 hedefini ciddi bir şekilde dikkate alacağız.”
Bakan Şimşek, esas sorulan reformlar için de şunları belirtti:
“Burada aslında kastedilen arz yönlü dezenflasyon politikası. Orada az önce değerli bakanlarımız da değindiler, bizim önceliğimiz tabi ki gıda arzını artırmak, o nedenle de Tarım Bakanlığımızın sulama, toplulaştırma, gıda lojistiği, gıda ihtisas bölgelerinin kurulması gibi hususlarda biz çok güçlü bir şekilde destek vermeye devam edeceğiz. Yani bütçede gıda arzını önceliklendireceğiz, bu arz yönlü dezenflasyon için önemli bir adım.
İkinci olarak, tabi sosyal konut, çünkü kiralar şu anda önemli bir tabi ki husus ve sosyal konut arzının artırılması da yine bizim arz yönlü politikaların önemli bir birleşeni.”
“Enerjide dönüşüm tabi ki değinildi, o da çok kritik, çünkü cari açık üzerinden dolaylı olarak dezenflasyonu destekleyecek. Son 21 yıla baktığınız zaman, Türkiye’nin enerji ithalatı Türkiye’nin cari açığının 1,5 katı, yani 948 milyar dolar, dolayısıyla burada Enerji Bakanlığımızın yaptığı güzel çalışmalar sayesinde enerjide dışa bağımlılık azaldıkça cari açık üzerinden, kur üzerinden enflasyonist baskılar da daha yönetilebilir olacak. Yani hem gıda arzı, hem enerji arzı, hem sosyal konut arzı, dolayısıyla bütün bunlar etkili olacak. Yine Sanayi Teknoloji Bakanlığımızın aldığı çok önemli inisiyatifler var, özellikle üretimin artırılmasına yönelik, yatırımların artırılmasına yönelik, cari açığın azaltılmasına yönelik, bütün bunlar asında orta-uzun vade dezenflasyonu destekliyor.”
Ama en kritik alanlardan bir tanesi tabii ki hiçbir sektörde bir konsantrasyona izin vermemek, yani halk diliyle tekelleşmeye sektörel veya ürün bazında izin verilmemesi. Burada en kritik konu, bütün ürünlerde, sektörlerde piyasaya girişin-çıkışın kolaylaştırılması, küresel entegrasyonun güçlü bir şekilde devam ettirilmesi. Çünkü rekabetin olduğu ortamda verimlilik vardır, inovasyon vardır, o da tabi ki dezenflasyonisttir. O nedenle Avrupa Birliği’yle Gümrük Birliği’nin güncellenmesi değerlidir, oraya özellikle tarımın, işte hizmetlerin, kamu alımlarının eklenmesi önemlidir. Kamu alımları demişken, kamu ihale reformu da bu bağlamda önemli bir reformdur. Dolayısıyla biz küresel entegrasyonu da aslında bir anlamda dezenflasyonist sürecin bir parçası olarak görüyoruz.
Bütün bu çerçevede baktığımız zaman, az önce de söyledim, para politikasının gecikmeli etkisi, özellikle maliye politikasındaki 2025’e ilişkin öngörülerimiz, yönetilen, yönlendirilen fiyatlar ve yapısal dönüşüm, yapısal reformlar dezenflasyonu kalıcı olarak destekleyecek, dolayısıyla bizim o konuda bir tereddütümüz yok.
“Merkez Bankası’nın dezenflasyon için para politikasında gerekli çerçeveyi oluşturduğunu ve bu çerçevenin güçlü bir şekilde devam edeceğini belirten Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü: “KKM konusuna gelince, bizim için tabii ki bir hedef, ama biz daha önce de söyledik, piyasalarda herhangi bir oynaklığa, herhangi bir, yani piyasaları tabiri caizse bozmadan çıkış süreci devam edecek. Şu ana kadar bu süreç çok iyi yönetildi, yani geçen sene ağustos ayında 144 milyar dolarla zirveye çıkan KKM bakiyesi şu anda 30-35 milyar dolar aralığına inmiş durumda, bunun yaklaşık 3’te biri tüzel kişilere ait, geriye kalanı şahıslara ait mevduatlardan oluşuyor. Biz zaten tüzel kişilerin Kurumlar Vergisi istisnasını kaldırmıştık, daha az cazip hale getirdik. Bireylere ilişkin de stopaj getirdik, dolayısıyla önümüzdeki dönemde KKM’yi daha da az cazip hale getirecek adımları atmaya devam edeceğiz. Nitekim Merkez Bankamız zaten yakın dönemde bir-iki düzenleme yaptı o çerçevede.”
“İhracatta reeskont kredisi veriyoruz, böyle az bir rakam falan da değil, son 1 yıl içerisinde 531 milyar liralık reeskont kredisinden bahsediyoruz. Oradaki diğer destekler ve kalemleri de hesaba kattığımızda ilave 150-160 milyar lira daha söz konusu. Yine çiftçimize gelecek sene için faiz sübvansiyonu olarak 160 milyar lira destek vereceğiz, benzer şekilde esnafımıza, yani esnaflarımızın kullandığı kredilerin faizinin yüzde 50’sini devlet olarak karşılamaya devam edeceğiz.
Dolayısıyla gördüğünüz gibi tarımda, ihracatta, esnaf kredilerinde zaten biz sübvansiyon sağlıyoruz. Yatırımlarda da YTAK üzerinden, bir de verilen teşviklerdeki faiz desteği üzerinden yatırımlara da ciddi bir faiz desteğimiz var, yeni teşvik sistemiyle de bu çok daha net bir şekilde ortaya konulacak. Ama biz tüketici kredilerini sübvanse etmiyoruz, etmeyeceğiz.
Koşullar daha elverişli hale gelecek. Nitekim küresel koşullar da daha destekleyici hale geliyor.”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, DEM Parti heyetinin İmralı ziyaretine ilişkin, “Terörün varlığı demokratik siyaseti zehirliyor, terörün gölgesinde olmayan demokrasi arzu ediyoruz.” dedi.
Ekonomi yönetimi, Yeni GAP Eylem Planı İstişare ve bu yılın son Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantılarının ardından gazetecilerle bir araya gelerek, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, Suriye’de son dönemde meydana gelen gelişmelerin ardından detay konuşmak için erken olduğunu, hızlı bir devrimin gerçekleştiğini ve burada yepyeni bir dönem başladığını söyledi. Türkiye’nin de yeni yönetime katkı sağladığını belirten Yılmaz, “İnşallah en kısa sürede istikrar ve güven ortamı oluşur. Suriye’de yeniden yapılanma, güvenlik ortamının iyileşmesi, istikrarın güçlenmesi, refahın artması Türkiye için de şüphesiz faydalı sonuçlar doğuracaktır. Suriye’den Türkiye’ye yönelik terör tehditlerinin ortadan kalkması başlı başına büyük bir fayda. Suriye istikrar kazandıkça, zenginleştikçe, refahı arttıkça turizmden ticarete her türlü alanda ekonomik olarak da Türkiye’ye önemli katkıları olacak. Yeniden inşa sürecinde en yakın komşu olarak Türkiye’nin şüphesiz daha fazla katkısı olacak.” diye konuştu.
Suriye konusundaki tavırlarının çok açık ve net olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu ülkede yaşayanların huzur içinde olacağı siyasi ortamın oluşmasını temenni ettiklerini dile getirdi. Yılmaz, Suriye’deki düzeni bozmaya yönelik “provokatif hadiselere” ihtiyatla bakılması gerektiğine dikkati çekerek, “Suriye’de farklı amaçlarla istikrarı bozmak isteyecek güçler her zaman olabilir. Bunların sosyal medyadan ülkemizdeki birtakım kesimler üzerinden de algılar oluşturmaya çalışarak oradaki istikrarı bozmaya çalışıcı eylemleri olabilir. Bunlara karşı hepimizin çok uyanık olması lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye’de ortam iyileştikçe gönüllü ve güvenli geri dönüşün de artmasını beklediklerine işaret eden Yılmaz, Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin burada geliştirdikleri ilişkilerin yeni dönemde köprü vazifesi göreceğini bildirdi.
Suriye’ye yönelik yaptırımlara değinen Yılmaz, bunların Batı’nın yaptırımları olduğunu, bir önceki rejime yönelik ortaya konulduğunu ve yeniden değerlendirilmesi gerektiğini anlattı. Yılmaz, “Yıllardır Esed rejimi altında sıkıntı çeken halkın rahatlaması bakımından da bu yaptırımların kalkması gerekiyor ama daha sürecin çok başlarındayız.” ifadesini kullandı.
Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamaları ve DEM Parti heyetinin İmralı Adası’nda terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan ile görüşmesinin sorulması üzerine şunları kaydetti:
“Sayın Bahçeli’nin perspektifi çok açık. Terörsüz ve huzurlu bir Türkiye. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ortaya koyduğu vizyonu da biliyorsunuz. En önemli unsurlarından biri ‘Türkiye Yüzyılı, huzurun yüzyılı olacaktır’ başlığı. Bütün vatandaşlarımızın eşit, onurlu olarak demokratik ülkede kendilerini en rahat hissettikleri şekilde yaşamalarından yanayız. Terörün varlığı demokratik siyaseti zehirliyor. Terörün başladığı yerde demokratik siyaset bitiyor. Terörün gölgesi siyasi partiler üzerinde olduğu sürece gerçek anlamda demokratik siyasetten bahsetmeniz mümkün değil. Terörün gölgesinde olmayan demokrasi arzu ediyoruz. Türkiye’nin de bunu hak ettiğine inanıyoruz. Türkiye, içinde yaşattığı zenginliklerle birlikte kapsayıcı millet anlayışıyla bütün bu farklılıkları kuşatan millet anlayışı içinde yoluna devam edecek. Hiçbir zaman kendi ülkemizin güvenliğini başkalarının kontrolüne bırakacak bir yaklaşıma da sahip değiliz. Türkiye Cumhuriyeti kararlı bir şekilde, kesintisiz bir şekilde terörle mücadelesini her şekilde sürdürecektir, ondan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Elbette gönül arzu eder ki karşımızda bir terör örgütü kalmasın, bununla mücadele etmek ihtiyacı da ortadan kalksın, bunu da elbette kim istemez? Önümüzdeki süreçlerde gelişmeleri hep birlikte takip edeceğiz.”
Her zaman demokrasiden ve kalkınmadan yana olduklarını belirten Yılmaz, terörün demokrasinin de kalkınmanın da düşmanı olduğunu söyledi. Yılmaz, “Terörün ortadan kalktığı ortam hem ülkemiz için hem Doğu ve Güneydoğu Anadolu için demokrasi bakımından da kalkınma bakımından da çok daha olumlu bir ortam oluşturacak.” dedi.
Diyarbakir polisi, sosyal medya siteleri üzerinden bungalov ev kiralama ilanları vererek vatandaşları dolandıran ve İstanbul’da lüks yaşam süren çete tespit edildi.
Şüphelilerin banka ve ödeme kuruluşları, kripto para şirketlerindeki suçta kullanılan hesapların toplam işlem hacminin 2 milyar 147 milyon 983 bin 109 lira 19 kuruş olduğu belirlendi.
Şüphelilerin ülke genelinde yüzlerce vatandaşı mağdur ettikleri belirlendi.
Nitelikli dolandırıcılık ve kara para aklama suçlarını işledikleri tespit edilen şüpheliler, 5 ay süren bir takibe alındı.
Takip sonunda operasyon düğmesine basıldı.
Diyarbakır merkezli İstanbul, Gaziantep, Adana, Mersin, Şırnak, Siirt, Kayseri ve Konya illerinde eş zamanlı Bungalov sarmalı operasyonu yapılarak 20 şüpheli gözaltına alındı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 5’i Cumhuriyet Savcısının talimatıyla, üçü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, 12 kişi ise tutuklandı.
Şüphelilerin gerçekleştirdikleri dolandırıcılık eylemlerinden elde etmiş oldukları piyasa değeri yaklaşık 11 milyon olan 6 adet otomobil ve 1 motosiklete el konulduğu kaydedildi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, İstanbul Sabancı Öğretmenevi’nde gazetecilerle bir araya geldi.
Buluşmada eğitimde 2024 yılını değerlendiren Tekin, 2025’te atılacak adımları da anlattı.
Görüşmeden öne çıkan başlıklar şöyle;
KARNE DÖNEMİ BİTİYOR
“İlkokullarda karne uygulamasının yerine gelişim raporu uygulamasına geçmiş olacağız.”
ÖZEL OKULLARA DÜZENLEME
“Özel okul ücretlerini takip ediyoruz. Eğitim ücretlerine enflasyon oranında zam yapamadıkları zaman bunu başka alanlarda (kitap, yemek, kıyafet) telafi etme yoluna geçmişlerdi. Örneğin bizim bedava dağıttığımız kitap setinin benzeri için 50-60 bin TL ücret isteyen özel okullar vardı. Orada yeni bir düzenleme getiriyoruz. Bu ücretleri sisteme girmelerini istiyoruz ve ödeme süreçlerini de takip ediyoruz. Yönetmelik değişikliği muhtemelen yeni yılın başında girmiş olur.”
FENOMEN ÖĞRETMENLER
“Velileri ve öğrenciyi rencide edecek, rahatsız edecek uygulamalara kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Sosyal medya platformlarında çocuğun performansının yayınlanmasını istemem.”
YILBAŞI KUTLAMASI VE MEZUNİYET BALOSU
“Ailelere maddi külfet getirecek işlere girilmemesi yönünde daha önce yaptığımız mevzuat değişiklikleri var. Biraz farklı lanse edildi. Mezuniyet balolarını da yasaklamadık. O da yanlış anlaşıldı. Büyükşehirlerde belki problem olmuyor ama bazı illerde bir 5 yıldızlı otel var. Otelin sahibi başka tür ticari ilişkilere giriyor. Veliler de dünyanın parasını vermek zorunda kalıyorlar. ‘Mezuniyet programları okulların salonlarında yapılsın, ailelere külfet olmasın’ dedik.”
ÖĞRETMEN MÜLAKATLARI
“Mülakatla ilgili aldığımız tedbirleri kamuoyuyla paylaşıp mevzuatımızı da buna göre yaptık. 60 bin kişinin içerisinde bin küsur kişinin sıralaması değişti. Burada kasettiğim birinci olanın 20 bininci olması değil. 160’ıncı kişi, 180’inci olmuş. Biz kul hakkı, adalet, hukuk devleti ilkelerine göre sınav yaptık. Soruşturması biten arkadaşlar göreve başlıyorlar.”
BİLSEM’E YERLİ ZEKA TESTİ
“Daha henüz lansmanını yapmadığımız yerli ve milli bir zeka testi uygulaması var. BİLSEM’deki sınavları artık o uygulamayla yapacağız. BİLSEM’e hazırladığını söyleyen dershanelerin hiçbir faydası olduğuna da inanmıyorum. Çocuklara zarar veriyorlar.”