23 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
24 Şubat 2023 Cuma
Gümrükten Eşya İthalatında TSE Sonucunu Etkileyecek İşlemler
Ortadoğu'da bahar yaşanacak mı?
Rusya'nın saldırısı meşru mu?
Merkez Bankası'nın Faiz Kararı Ne Olacak?
Gıda atıklarından gübre nasıl üretiliyor?
Enflasyon %20’li Düzeylere İner mi?
Usulüne uygun yapılmış olması koşulu ile bir maaş haczi yazısı tebliğ almış bir işveren; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 355. maddesi gereği “Devlet işlerinde veya hususi müesseselerde bulunan borçlu memur veya müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücreti miktarını nihayet bir hafta içinde bildirmeğe ve borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeğe mecburdurlar” işlem yapmak zorundadır.
Buna göre İşyeri ilgili çalışanının maaşından ¼ oranında kesinti yaparak icra dosyasına ödeme yapmak zorundadır. Aksi halde işverenin; İcra ve İflas Kanunu’nun devam eden 356. maddesinde “Yukardaki madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır.” Şeklinde olup işyeri belirtildiği şekilde borçlu çalışanının maaşından kesinti yapmadığı ancak yapması gereken miktar ile sorumlu olacaktır..
Yine, İcra ve İflas Kanunu’nun 357. maddesi “İcra dairesince kanuna göre yapılan tebliğ ve emirleri derhal yapmağa ve neticesini geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeğe alakadarlar mecburdur. Makbul sebep haricinde tebliğ ve emirleri yapmayanlar hakkında ait olduğu dairece tahkikatı evveliyeye hacet kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan doğruya takibat yapılır.” uyarınca maaş haczine riayet etmeyen işverenin cezai sorumluluğu da ayrıca saklı tutulmuştur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 35. maddesinde, işçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlasının haczedilemeyeceği belirtilmiştir. Ancak maddenin devamında işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dahil değildir denilerek nafaka borcu alacaklılarının hakları saklı tutulmuştur.
Buna göre işveren tarafından; nafaka borcu nedeniyle öncelikle aylık nafakanın tamamının, her ay borçlu çalışanın almakta olduğu maaşından kesilmesi gerekmektedir. Söz konusu bir çalışanın maaşı üzerinde daha eski tarihli bir haczin var olması halinde ise, nafaka alacağı yine öncelikli olarak kesilmelidir. Daha sonra, ücretin geri kalan kısmının ¼ miktarı varsa devam etmekte olan hacizler için kesilecektir.
Ancak aylık nafaka alacağı öncelikli alacak niteliğine sahip olup birikmiş nafaka alacağı öncelik sırasına tabi değildir. Birikmiş nafaka alacağı normal alacaklar gibi sıraya konulup, eski tarihli mevcut bulunan haciz veya hacizler bittikten sonra sırası geldiğinde yine aylık nafaka alacağının tamamı çalışanın maaşından kesildikten sonra geriye kalan ücretin ¼ miktarı kadar kesinti yapılarak icra dosyasına ödeme yapılacaktır.
Çalışan, maaşına haciz konulduğu tarihten önceki bir tarihte işyerinden ayrılmış veya maaş haczi kesintileri devam ettiği sırada işten ayrılır ise; işveren bu halde de maaş haczi yazısını tebliğ aldığı tarihten ve çalışanın işten ayrıldığı tarihten itibaren derhal SGK işten ayrılış bildirgesini de ekleyerek çalışanın işten ayrıldığına dair icra dairesine bilgi vermek zorundadır. Aksi takdir de işverenin cezai ve hukuki sorumluluğu doğabilecektir.