18 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri
Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz

Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz

20 Mart 2024 Çarşamba

Yönetim Kurullarında “Yapay Zeka” dönemi

Yönetim Kurullarında “Yapay Zeka” dönemi
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Bilindiği gibi şirketlerin en mühim organlarından bir tanesi de yönetim kurulları. Hem ulusal bağlamda hem de uluslararası arenada, önceki yıllarda daha türdeş bir profil görünümünde olan yönetim kurullarının son zamanlarda muhtelif yollarla çeşitlendirildiği görülüyor. Örneğin şirketler yönetim kurullarını üyelerinin cinsiyetlerine, yaşlarına, eğitim ve kariyer geçmişlerine, etnik kökenlerine, uyruklarına (yerli ya da yabancı üye), bağımsızlık durumlarına (içerden/bağımsız üye) vb. kıstaslara göre çeşitlendirilebiliyorlar. Elbette, bu çeşitlendirmelerin bir kısmı yasal düzenlemelerin yönlendirmesiyle gerçekleşiyor. Örneğin, başta İskandinav ülkeleri olmak üzere, kimi ülkelerde şirketlerin yönetim kurullarında kadın üyelere ayrılacak koltuklara ilişkin asgari orana dair devletin belirlediği bazı kotalar mevcut. Birçok noktada ise çeşitlendirme alanı ve miktarı şirketlerin özgür iradesine kalmış vaziyette. Araştırmalar şirketlerin sıklıkla bu tür çeşitlendirmelere finansal ve sosyal performanslarını artırma, meşruiyetlerini pekiştirme, kurumsal imajlarını güçlendirme gibi muhtelif beklentilerle yöneldiklerini ortaya koyuyor.

Öte yandan, hep bahsettiğimiz gibi insanlık yeni bir dönemi, “dijital çağ”ı idrak ediyor. Dijital dönüşüm kavramı ilk telaffuz edildiği dönemlerde, bilhassa robotların mavi yakalı çalışanların işlerini ellerinden alıp almayacakları, dijital dönüşüm terminolojisiyle “ekonomik tekillik” tehlikesi yaratıp yaratmayacakları üzerine yoğun biçimde düşünülüp, tartışılmıştı. Öte yandan dijital dönüşüm çok yakın bir gelecekte şirketlerde sadece alt ve orta kademe çalışanları değil; sanki şirket üst yönetimlerini ve yönetim kurullarının kompozisyonunu da yeniden dizayn edecek gibi görünüyor. Bu gelişme bir yandan, bu zamana kadar dijital teknolojileri kendi yerlerini doldurabilecek bir tehlike olarak algılamayan bazı beyaz yakalılar arasında bir endişe dalgası yaratırken; öte yandan da, yönetim kurulları açısından yönetilmesi gereken yeni bir çeşitlendirme kategorisi doğuracak gibi görünüyor: İnsan ve insan olmayan yönetim kurulu üyeleri.

Nitekim 2014 yılında Hong Kong merkezli ve yaşlanmaya paralel olarak ortaya çıkan rahatsızlıklara yönelik üretilmesi planlanan ilaç projelerine destek vermeyi hedefleyen bir girişim sermayesi şirketi olan Deep Knowledge Ventures yönetim kurulunda “VITAL” adı verilen bir yapay zekadan istifade etmeye başladı. Şirket VITAL’ı bilhassa, bazı yatırım kararları için bir “veto” enstrümanı olarak kullanıyor ve VITAL’ın reddettiği yatırımlara temkinli yaklaşıyordu. Her ne kadar şirket yapay zekanın yönetim kurulunda kullanımını şu an için durdurdu ise de şirketlerde ilgili bir çok hususun tartışmaya açılmasına da vesile oldu: “Yapay zekalar yönetim kurullarında yer almalı mı, alacaklarsa ne kadar söz sahibi olmalılar?, “yapay zekaların aktif olarak içerisinde yer aldığı yönetim kurulları şirketlerin finansal ve sosyal performanslarını müspet yönde etkileyebilirler mi?”,eğer yapay zekalar yönetim kurullarında bazı mevcut üyelerin yerlerini alacaklarsa, yapay zekaların gelmesi ile yönetim kurullarında sandalyelerini kaybedecek üyeler birincil olarak kimler olacak?” vb. Bu soruların net cevaplarını almak için şu an erken gibi görünüyor. Ancak pek yakında, bırakın yapay zekâları yönetim kurullarında figüran rollerinde görmeyi, birçok şirketin yönetim kurulu başkanlığını yapay zekalara teslim edeceği tahmin ediliyor. Haliyle, cevabını şiddetle merak ettiğimiz yukarıdaki soruların yanıtlarına ulaşacağımız günler pek de uzak değil gibi görünüyor.