18 Aralık 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

1xbetbetpasmariobet
escort konya
a
en iyi rulet siteleri
Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz

Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz

20 Mart 2024 Çarşamba

Yöneticiler ve ani baskınları

Yöneticiler ve ani baskınları
0

BEĞENDİM

ABONE OL

1970’lerde Hewlett-Packard’da geliştirilen ve sonrasında 1980’lerin başlarında yönetim guruları Peters ve Waterman tarafından kaleme alınan bir kitapça popüler hale gelen bir yönetim enstrümanı “Etrafta Dolaşarak Yönetim (EDY)”. Zaman zaman yönetim ve örgütler yazınında “Etrafta Takılarak Yönetim” olarak da adlandırılan bu yönetim aracı, en yalın ifadeyle, yöneticilerin odalarını terk ederek, işlerin yolunda gidip gitmediğini ilk elden kontrol etmek gayesiyle astlarına yaptıkları ani ve plansız ziyaretler manasına geliyor. EDY bir dönem öylesine göz alıcı bir popülariteye ulaşmış ki, imalat işletmelerinden sağlık kurumlarına, eğlence hizmetleri veren işletmelerden kütüphanelere kadar muhtelif birçok kurumda tatbik edilir hale gelmiş. Örneğin Tom Peters, 2009 yılında çektiği bir videoda EDY’ye dair meşhur kahve dükkanı zinciri Starbucks’ı misal olarak vermekte. Videoya göre Starbucks’ın eski CEO’su Howard Schultz görevde bulunduğu dönemde kendisine, her hafta en az 25 Starbucks şubesini ziyaret etmek gibi bir hedef koymuş.

Elbette, bir şirketin yönetiminin bu tür bir yönetim tarzını tatbik etmekten bazı beklentileri olacaktır. Her şeyden önce, yöneticiler bu tür ani ziyaretlerle, astlarını her daim diri tutmaya çalışıyor olabilirler. Benzer biçimde, yöneticilerin iletişim sürecindeki aracı aktörleri aradan çıkararak astlarıyla doğrudan iletişime geçmeleri kuvvetle muhtemel yöneticiler ve astları arasındaki iletişimi de güçlendirecektir. Nitekim, kimi araştırmaların bulguları da bu beklentiyi destekler niteliktedir. İlaveten, yöneticiler astlarıyla bizzat kendileri temasa geçerek, sübliminal olarak astlarının (ve fikirlerinin) kendileri için mühim olduğu mesajını da verme şansı bulacaklardır. Ayrıca yöneticilerin bahsi geçen türde ziyaretlerle yönettikleri işletmedeki kültürü, iklimi vb. daha iyi idrak etmeleri, tanımaları mümkün olabilecektir.

Öte yandan, her yönetim aracı için söyleyebileceğimiz şeyi EDY için de dile getirmek pek tabii ki mümkün: “EDY eksiklerden azade değildir”. Örneğin, astların sürekli olarak, üst yöneticiler tarafından sürpriz biçimde ziyaret edileceklerine yönelik beklenti içerisinde olmaları onlarda mühim bir psikolojik baskı ve tedirginlik yaratabilir. Benzer biçimde, zaman zaman, yöneticilerin sadece sorunları tespit etme noktasında çakılı kalmaları ve farkına varılan problemlerin çözümüne dair herhangi bir girişimlerinin olmaması EDY’nin etkisini zayıflatabilecek bir durumdur. İlaveten, ziyaretleri gerçekleştiren yöneticilerin iyi birer dinleyici olmaları, konuşmaktan ziyade dinlemeyi tercih etmeleri ve çalışanlardan arzu etmedikleri bir yorum veya eleştiri geldiğinde dahi soğukkanlılıklarını koruyabilmeleri önem arz etmektedir. Aksi takdirde, astlar takip eden ziyaretlerde gerçek fikirlerini dile getirmekten imtina edebileceklerdir. Tüm bunlara ilaveten, özen gösterilmesi gereken bir diğer husus da ziyaretçi yöneticilerin vücut dilleri ve kılık-kıyafet tercihleri olmalıdır. Örneğin, münasip olmayan bir kıyafet tercihi çalışanın yöneticiden uzaklaşmasına sebebiyet verebilecektir. Son olarak, kimi zaman EDY’nin bazı amaçlara hizmet etmek için tasarlanmış bir yönetim aracı olduğunun unutulduğu görülmektedir. Bir başka değişle, işletmelerde zaman zaman araç amaç haline gelebilmektedir. Özetle; EDY’nin potansiyel olarak hem müspet hem de menfi yönleri mevcuttur ve günümüzde, pozitif yakanın ağır bastığına kanaat getiren şirketler bu yönetim pratiğini tatbik etmeye devam etmektedirler.

Öte yandan, hep yazılarımızda dile getirdiğimiz gibi, iş hayatında yeni bir çağı, dijital çağı idrak ediyoruz. Kimi işletmeler çalışanların bir kısmını uzaktan (evden, uydu ofisten vb.) çalışmaya yönlendirmiş vaziyetteler. Peki bu durumda EDY’nin geleceği ne olacak?. Acaba EDY yönetim ve örgütler alanında tamamen unutularak, sadece ve sadece geçmişte “yıldızlaşmış” bir yönetim tekniği olarak mazide mi kalacak, yoksa kendini değişen şartlara adapte ederek yoluna devam mı edecek?. Kimi yönetim düşünürleri, tesadüfi ziyaretlerin pek ala sanal ortamlarda da gerçekleştirilebileceğini ve EDY’nin ana felsefesini bu yeni gelişmeler dahilinde de muhafaza edebileceğini iddia ediyorlar. Gerçekten de öyle mi?. Hep birlikte tecrübe ederek sonucu göreceğiz.